4.12.2011 KIRKPINAR FAALİYET YAZISI
5 günlük hafta içi çalışma tutkusunun tatlı yorgunluğu ara ara yokluyor beni. Bazen kapanıveren gözlerim, yolculuk içinde yolculuklara çıkarıyor. Öyle ya, hafta içi hafif pencereden dışarı baksam ya camı görüyorum ya da çok uzaklarda sisli zirveleri. Beni götürebildiği kadar uzaklara götürecek minibüsü bekliyorum bu kış vakti hayallerimde. Tüm hafta planladığım Pazar günümü nasıl geçirsem diye düşünüyorum. Baktım ki yerel bir net sayfasında aradığım bir topluluk bir kaçış bir varış bir başlangıç işte doğayla baş başa olacağım bir ortam. Dedim ki tam bana göre bir etkinlik: Kardof 40 pınar a gidiyormuş, bildiğim tanıdığım bir yer. Kırgın sonbahar güneşinden çekinir gibi birazda uzak bir tanışıklıkla gezi organizasyonundan bir arkadaşı aradım, samimi sıcak birazda tedbirli bir ses tonuyla Kardof un gezi ile ilgili açıklamalarını anlattı bana telefondaki ses, evet listeye yazılmıştım. Yüzüm ısınıyor şimdi. Yeniden Pazar hayallerine dalıyorum. Cumartesi gecesinden hazırlandım. Sabah buluşmasında bu Karaman yine kış mevsiminin nefesini üflüyor yüzüme. Sıcak candan bir buluşma kimlik kartımı veriyor , üzerinde ismim yazıyor biraz garip ama bana özel bir etiket gibi hoşuma da gitmedi değil aslında. Hareket saatinde tatlı bir telaş önceden tanışıklıkları belli olan dernek uyeleri gelmeyen kişileri arıyor bir grup kahvaltı için otobüse davet ediliyor, ve otobüsde kahvaltıya doğru gidiyorum ilk defa birlikte olduğum kardof la , bir fırında parkediyor otobüs. Sabah kahvaltısında sıcak ekmek peynir sıkması ve nefis bir çay. Çok geçmeden tanıştığım insan sayısı artıyor.
Yürüyüş rotası hakkında otobüs içi kısa bilgiden sonra grubumuz, Mut un içinden geçerek adını bilmediğim birkaç köyden daha geçip bir köprüde duruyoruz. Burada grup rehberleri yürüyüş çevre mekan ve doğa derslerindeymişimde her an sınav yapacaklarmıs gibi açıklamalarla etkinliğe başlıyoruz. Tuncay beyin sabah sporu oldukça neşeliydi, kaslarımızı ısıtıp yola koyuldugumuzda 13 kişilik grubumuzla artık kırkpınar yolundaydık. Kimisi kırmızı sararmış, kimisi sarı ve hatta pembe. Henüz yeşilleri bırakmayan ve kış boyunca bırakmayacak olan asi türlerse, gururla hışırdatıyorlar dökmedikleri yapraklarını. İlk sürpriz bir dereden atlıyoruz basit taşlarla ilkel köprüden geçiyorum. Nar ağaçları hoş geldiniz diyor. Benim gözüm sol tarafımda yükseklerde zirvelere bakıyor vadinin o vahşi doğası beni dahada kendine çekiyor, adı mavga kalesi olan bir yermiş, orada öğreniyorum kırkpınarında o kalenin tozlarını yomra deresine taşıdığını. Ve bu dere yanımdan aşağılara akarken rehberim eşliğinde derenin tersine vadiden yukarılara yükseliyorum. Bol dikenli, böğürtlen çalıları, karaçalılar agaç dalları iri ve ufak taşlar çakıllar kuru yapraklar. Kaybolan zamandan, kaçırılan doğal güzelliklerden, bugüne kadar akmış tüm sulardan, tüm bu renklerden af diliyorum. Onlarla daha fazla zaman geçirmediğim için ne kadar da suçluymuşum meğer. Kardof un tecrübeli rehberleri ara sıra kısa molalarla bilgiler aktarıyor bizlere. Umarım faaliyet sonrası sınav olmayız diye de düşünmeden edemiyorum. Grup oldukça kalabalık 7 den yetmişe insanlar var gruplarda. Çok geçmeden dik bir yokuşun nerde olduğumu hatırlatan ama biraz da zaten istediğim bir etkinliğin içindeyim. Yanımda bir şelale akarken kenarından el ele yardımlaşıp yukarı çıkan ekibimle mutluyum. Yokuşun sonundayım düz bir yol dur yolcu diyen kırkpınarın onbeş yirmi metre kaya yamaçları. Saklanmış bir güzelliği döker gibi yomra deresine ağıt yakıyor Kırkpınardayım sayamadım ama 140 pınardan daha fazlası vardı belki mevsim gereğide olabilir diye düşünüyorum. Kardof un fotoğraf ekibine de Ara sıra göz ucuyla bakıyorum benide acaba kadraja aldılarmı diye merak ediyorum. Burada su seslerinin dinlendirici tınısıyla on beş dakika mola verip yukarıda vadinin içinde mavga kalesinin ayak ucunda ki şelale ye doğru yol alıyorum. Mükemmel bir şekilde çalışan, tembellik etmeyen derenin, zamanla kireçtaşlarını nasıl da aşındırdığını görmek çok güzel. Buradan dönüp bir kayada ip çalışması yapan grupla ilk kez ip bağında başımda kask ile bana verilen direktiflere uyarak kaya tırmanıyorum güvenle ip li iniş yapıyorum, bilmediğim düğümleri anlatan Kardof arkadaşlarımın talimatıyla çıkan ve inen arkadaşlarımın güvenliğini alıyorum, Karnımın açlığını bile unutmuşum ki çok geçmeden vadiyi saran o nefis mangal kokusu Kardof un ellerine sağlık ow menü de yeşillik, tavuk mangal kola ve çay var, Endemik bir tür gibi parça parça dağılan grup üyelerinin bir kısmı karnını çokdan doyurmuş, sıraya girerek nasibime düşen paydan alıp yeni tanıştığım arkadaşlarımla gündelik bir sohbetle görevimi yapıyorum. Çay harika bu arada türk kahvesi bile var. Her zaman yapılmazmış bu tür mangal etkinliği Kardof da ama ben denkgetirdim, yemek çay Kırkpınar, Susuz Şelale rotası, Yomra deresi, İp inişi Çıkışı ve geri dönüş her şey çok güzeldi Türkiye çok güzel ülkemi Kardof u seviyorum. Bir başka etkinliği koklayıp aranızda olmak için can atıyorum. Teşekkürler Kardof. Yazar: Bay Yazmaz