“1. Bir sadrazam ölmüş; faytonu yokuş aşağı Sirkeci’ye götürülüyor eller üzerinde. Kara bir gemiyle Eyüp Sultan’a gömülecektir.
2. Yerine atanan bir istimbot da rıhtıma yanaşmış sarı şeritli ak. Yukarı hükümete iktidara çıkıyor.
3. İki alay karşılaşır yol ortasında. Bir gelgit. Ağır ve sert bakarlar birbirlerine durmak eylemi.”
Diyor şiirin mor külhanisi Ece AYHAN.
l
Kasım 2002 başlayan eski sadrazamın hastalığı Eylül 2007 de son buldu. İki alay muhtelif yerlerde karşılaşıp durdu. Şairin dediği gibi “sert bakmalar”lı vodvillere defaten tanık olduk.Ol tarihten sonra da yeni divan yerini şöyle milim milim aldı.Artık drahmatug değişmişti.Işık,kostüm(çok önemli bir şey dönemsel olarak.Hatta yardımcı rollerin ve hatta tüm kumpanyanın değişmesine neden oldu.)dekor falan derken vodvil devam etti.Yeni rol alanlar ve onların hayranları (öyle bir hayranlık ki her koşulda ama her koşulda alkıştan veya sahneden fırlatılanlardan canları acısa bile salonları dolu tutuyorlar.Bir oynama ve bir izleme özlemine susamışlıklarını gidermekteler)vodvile devam etmekte.Öbür kumpanya ile “durmaklı –bakmaklı”aralar da yaşanmaya devam etmekte.Sahnedeki kumpanya ahvali ve öbür kumpanyanın işsiz oyuncuları ne yaptıklarını bilmekte.Lakin izleyenler durumun pek farkında değil sanırım.
((Ne anlattığı belli olmayan yukarıdaki paragrafa yönelik bir sürü anlamışlı, bilimsel(!)içerikli eleştiri bekliyorum.Yakışır yurdumun taşrasında kendini geliştirmiş taşralı münevverine.))
ll
Az önce internet denen acil bilgi kaynağına baktım. Acaba bu memlekette “Eca Ayhan,Edip Cansever,Cemal Süreya,Turgut Uyar,Atilla İlhan,Melih Cevdet,Sabahattin Ali,Can Yücel”gibi benim çok sevdiğim şairlerin adının bir tek okulda bile olmadığını gördüm.Bir garip durum….Orhan Veli bir tane de olsa bir okula verilmiş. “Öfkeyi” kutsamış meşhuru malum şairin ismi bir çok okula verilmiş.İsmi okullara verilmeyen o şairlerin hataları, zamanında örtülü ödenekten para alarak kumar-meyhane borçlarını karşılamamış olmalarıdır.Hani bir vegi mükellefi olarak ,O büyük şairlerin rakı paralarını ödemek beni üzmezdi.Şiirlerinde hiç ;kin-öfke-ayrımcılık görmedim.
((Şimdi bu paragrafı da beğenmeyen engin ve dahi çoook derin edebiyat uleması olacaktır.))
lll
Marmara Üniversitesi Hakla İlişkiler bölümü önemli bir araştırma sonuçları açıkladı.Özeti:
1-Toplumda paralel bir gelişme var.Şimdilik simetrik bir gelişme gösteriyorlar.
2-İki taraf ta birbirinin giyimine karışmak istemiyor.(Bu iyi gibi okunabilir.Lakin ömründe tiyatroya gitmemiş,roman okumamış,sevgilisi olmamış vb kentli insan özelliklerinden yoksun insanlardan oluşan toplum yapısında gizli bir öfkenin depolanma hali olarak ta okunabilir.Kendi çocuklarının giyimini siyasal malzeme olarak kullanan koca koca mercimek beyinli mühendislerin falan olduğunu biliyoruz zira.Karışmama hali fiili olarak gitmeyecek demektir bu.Sözün özü :O demokrasi kültürü ne hala sahip değiliz.)
3-Büyük siteler(rezidans ta diyorlar şimdilerde), mahalleler, caddeler gibi alanlarda sessiz bir kümeleşme hali var.
4-AB beklentileri 2004 lü yıllara gerilemiş durumda.Bu aynı zamanda hukuktaki demokratikleşme sürecinden zımmen umudun kesilmesi olarak ifade edilmiş.
5-Hala büyük kurtarıcılara,karizmalara tapıyoruz.(demokratik bir toplum olmamız başka baharlara…
……((Duruma dair büyük toplum bilimcilerimiz bir şeyler söylerlerse aydınlanırız.))
lV
Bir de şu Suriye durumu var.Bir tek önerim var.Esad (Esed de diyenler var…)diktatörlüğünün kulağını çekmek istiyoruz gibi.(hakikaten istiyor muyuz?Yoksa başkası mı istiyor?).Cepheye gideceklerle ilgili kim ne düşünüyorsa açık açık söylesin.Benim önerim yıllık geliri otuz bin doların üstünde olan (yaşları 20-45 arası)veya yaşlı ise bunların çocukları gönüllü(askerliğin ilk günü imzalatılan bir gönüllük belgesi vardır.) gitsin.Gayrı safi hasıladan kişi başına düşen gelirin on bin dolarlarda olduğu söyleniyor.Cephedeki kimi telefler (umarım kimse ölmez) tersinden milli hasılayı arttırır. // bir şeyi merak ediyorum 730x12=8460 Tl desek.bir yıllık asgari ücret..Bu kadar para kaç dolar eder?neyse….//
Saygılarımı sunuyorum.