Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Meme kanseri hücrelerin sınırsız ve kontrolsüz çoğalma, büyümeye başlaması sonucu oluşur. Dünyada ve ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser olan meme kanseri her 8-10 kadından birinde yaşam boyunca oluşmaktadır. Ne yazık ki çok az kişi bunun önemini anlamakta veya risk altında olduğunun farkına varmaktadır. Meme kanseri için risk faktörlerimiz şu şekilde sıralayabiliriz:

Kadın Cinsiyet

Yaş, menapoz

Aile hikayesi

1.derece akrabalarında meme kanseri, over, endometrium kanseri, BRCA taşıyıcılığı, daha önceden meme, over kanseri hikayesi

hormon replasman tedavisi

Aşırı yağlı diyet

Erken menarş, geç menapoz

Doğum yapmamak, ilk doğum yaşının geç olması

Emzirme olmaması

Obezite (bmı yüksek olması)

Radyasyon

Alkol tüketimi

Meme kanseri riski günlük yaşamda yapılacak bazı değişikliklerle azaltılabilir. Kilo almamaya dikkat etmek, spor yapmak, yağ içeriği yüksek gıdalar yememek, sigara ve alkol kullanmamak ve menapoz sonrası hormon replasman tedavileri almamak yoluyla risk azaltılabilir. Ailede öyküsü ile genetik geçişli meme kanseri riski yüksek olanlarda yapılacak olan genetik analizler sonucunda genetik bir bozukluk saptanan hastalarda ise, her iki memenin cerrahi olarak çıkarılması ve yerine protez konması veya ilaç tedavisi gibi yöntemlerden birisi uygulanabilir.

Yeni tedavi seçenekleri ve erken tanı sayesinde tedavi başarısı giderek artmaktadır. Bu sebeple erken tarama tetkiklerini yaptırmak ve sizi erkenden uyaracak ve doktora başvurmanızı sağlayacak belirtileri iyi bilmek gerekmektedir.

Meme kanserinin en sık karşılaşılan belirtisi ve doktor başvuru sebebi memede ağrısız kitledir. Erken evre meme kanserleri tipik olarak bir belirti vermeyebilir bu yüzden tarama ve meme muayenesi erken tanıyı önemli oranda arttırır. Daha az görülen meme başı akıntısı, meme derisinde değişimler, meme ucunun içe dönmesi gibi değişiklikler fark edildiğinde en kısa sürede doktor başvurusu gerekmektedir.

Erken tanı için kendi kendine elle meme muayenesi, klinik  (doktor tarafından yapılan )meme muayenesi ve mamografi olmak üzere 3 yöntem kullanılır.

Premenapozal kadınlarda kendi kendini elle meme muayenesi(koltuk altını da içerecek şekilde) adet dönemi  sonrası 5-7 günlerde her ay yapılmalıdır. postmenapozal kadınlarda ise her ay aynı günlerde muayene yapılmasına dikkat edilmelidir.

Klinik meme muayenesi 20 yaşından sonra 1-3 yılda bir, 40 yaşından sonra her yıl doktor tarafından yapılan meme muayenesidir. Kadının taşıdığı risk faktörlerine göre muayene sıklığı değişebilir.

Ek risk faktörü olmayan kadınlarda 40 yaşından itibaren  her yıl mamografi yapılması erken teşhis açısından önerilmektedir.

Meme kanseri tanısında mamografi ve klinik muayene önemli yer edinmektedir. Gerekli durumlarda ek görüntüleme tetkiklerine başvurulmaktadır. Kesin tanı ve doku örneklemesi için kitleden ultrason eşliğinde yapılan biyopsi hızlı, konforlu ve en az riskli yöntemdir.

Meme kanserinde tedavi hastalığın evresi, patolojik inceleme sonrası saptanan tümör özelliklerine göre cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormonal tedavi, ve biolojik tedaviler tek başlarına veya bir arada kullanılabilir.