ÖMRÜN BEREKETLİ İŞİN HAYIR OLSUN UZUN ADAM
Milletlerin/devletlerin hayatı mustakim bir hatta (lineer) devam etmez. İnişli çıkışlı bir durum arz eder. Ne hep yükselendir, ne hep yatay ne de hep inişli. Gün olmuştur tavan/zirve yapmıştır, gün olmuştur fetret dönemi yaşamıştır ve gün olmuştur taban/dip yapmıştır.
Zirve yaparsınız orayı koruyamazsınız. Oranın verdiği bir sarhoşluğa kapılırsınız ve iniş yolculuğu başlar. Ne olup bittiğini anlamadan birde bakarsınız diptesiniz.
Her millette olduğu gibi bizim tarihimizde zirve ve diplerle doludur. Zirve yaptığımızda, dibe vurduğumuzda vakidir. Bazen zirvelerimiz uzun sürmüş bazen diplerimiz. Bütüne baktığımızda ise zirve hanemizin dip hanemizden daha dolu olduğunu görürüz.
2002 ülkemiz için bir diptir. Sıfır noktası yani. Esnaf sokağa dökülüyor, yazar kasalar fırlatılıyor, meslek liseleri kapatılıyor, İmam-Hatip Liselerinin adete kapısına kilit vuruluyor, değerlerimiz değersizleştiriliyor, alnı secdeli insanlar zarar görüyor, başörtülülerin kamuda çalışması yasaklanıyor, eğitim hakları ellerinden alınıyor, vakıflar, dernekler kapatılıyor, dindarlar ötekileştiriliyor. Bir bitiş, bitiriliş yani sıfır noktası yaşanıyor. Dibin dibi görülüyor.
Sonra bir uzun adam çıkıyor. ‘Türkiye’nin sorunları çözümsüz değildir. Çünkü;
* Türkiye’nin zengin yer altı ve yer üstü doğal kaynakları vardır,
* Türkiye, genç ve dinamik bir nüfusa sahiptir,
* Türkiye, çok zengin bir tarihe ve kültürel mirasa sahiptir,
* Milletimizin köklü ve zengin bir devlet geleneği vardır,
* Türkiye, uluslararası rekabet kabiliyeti yüksek bir girişimci potansiyeline sahiptir,
* Türkiye, bölgesinde etkili olabilecek bir jeostratejik konuma sahiptir,
* Türkiye, emsalsiz tabii güzellikleri ve tarihi dokusuyla turistik bir cazibe merkezidir,
* Halkımızın milli ve dini karakterinin ifadesi olan toplumsal dayanışma ve yardımlaşma hasleti, önemli bir servetimizdir,
* Milletimiz, tarih boyunca imkansızlıklar içinde pek çok başarıyı gerçekleştirmiştir.
O halde çaresiz değildir.’ Diyor.
Milletimiz bu sese kulak veriyor, işte bu, diyor. Bizi dibin dibinden çıkaracak adam, bu uzun adam, diyor.
11 yıldır milletinin yüzünü kara çıkarmıyor. Her alanda Türkiye büyüyor, gelişiyor. İbre yukarı doğru hareketleniyor.
Bu millet uzun adamı sevdi. Hasbiliğini sevdi, dik duruşunu sevdi. Delikanlılığını yerine göre sertliğini sevdi. Mazlumun, mağdurun yanında duruşunu sevdi. ‘one munite’ çıkışıyla İsrail terör devletinin mağruriyetini kırmasını sevdi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda sözde demokrasi diyenlere, sözde insan hakları diyenlere şamar gibi cümle kurmasını sevdi. Mısır’daki darbeye darbe deyişini sevdi. Mavi Marmara’ya sahiplenişini, İsrail’e 3 isteği yerine getirmezsen ilişkilerimiz normalleşmez deyişini sevdi. Garip gurebanın evlerine gidip bağdaş kurarak oturmasını sevdi. Bir çayımızı, ayranımızı iç diyerek davet edildiğinde bu davetlere icabet etmesini sevdi. Aşr-ı şerif okumasını sevdi. Sılayı rahime verdiği değeri sevdi. İmam-Hatip orta okullarını açmasını sevdi. Kur’an-ı Kerim, peygamberimizin hayatı ve temel dini bilgiler derslerinin okullarda seçmeli ders olarak okutulmasını sağlamasını sevdi. Başörtüsü yasağını kaldırmasını sevdi. Üniversitelerde ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve eğitim hakkının herkese ait bir hak olduğunu sağlamasını sevdi. Alnı secdeli insanların bu ülkede artık zarar görmeyeceği bir ortam oluşturmasını sevdi. Somali’ye gitmesini oradaki Müslümanlarla kucaklaşmasını sevdi. Suriye’de zalim Esed’e karşı duruşunu sevdi. Birçoğunun hayal dahi edemediği büyük projelerini sevdi. Barış ve kardeşlik projesini sevdi. Terörü bitirme gayretini sevdi. Ülkesine ve milletine sevdasını sevdi.
Ömrün bereketli, işin hayır olsun uzun adam.
M. Abdulkadir YUSUFOĞLU