Saat 10 da ki basın açıklamasını bekledik hep birlikte. 
Sevinçliydik , umutluyduk. Güzel ülkemizin güzel insanları ortak bir karar almış yarınların Türkiye’si için içte ve dışta bize zarar veren her türlü saldırıya karşı dik duracaklardı. Alınan kararlar ile eyleme son vereceklerdi.
Ama ne yazık ki ertelenerek yapılan açıklamayı duyunca başımdan kaynar sular döküldü. Ve gördüm ki herkes alınan bu karardan rahatsızdı. 
‘Direnişe devam’ diyorlardı..
Evet , her gün  yapılan açıklamalarla içteki ve dıştaki tuzaklar bir bir gözler önüne serilirken neyin direnişiydi bu.
Aklın yolu birdir. Bir kriz varsa, bir de çözümü , bir orta yolu vardır.Alınan kararlara ise herkes bir an önce uymak zorundadır.
Bir de devlet yöneticileri ile görüşmeye giden sanatçıları anlamış değilim. Çıkışta bir basın mensubu soru soruyor. Eyleme son verin çağrısı yapabilir misiniz? diye.. Ben karar veremem deyip bir kenara çekiliyor. Neden? Peki ne işin var orada ?  Neden gittin görüşmeye? …Ta ilk günden bu ülkenin değerli sanatçısı olmak adına anında tepki veren , gerilimi arttıranlar var iken bu işi sonlandırmak adına konuşamaz mıydınız? 
Evet madem bir orta yol kararı aldınız neden eylemin sonlandırılması için çağrıda bulunamadınız?
Evet ne hazindir ki sene sonu sınavlarının olduğu bir anda bu eylemin olması çok düşündürücüdür. Bu anlar sınav stresi ile gençlerin kendilerine kaçamak aradığı anlardır. Hele hele Üniversite’nin , eyleme gidebilirsiniz , sınavları telafi ederiz demesi düşündürücüdür.  Anasının , babasının bin bir emekle okutmak için gönderdiği bu geçlere bunu yapmak reva mıdır?
Evet bu gün yüreğimiz sızlıyor. Bu ülkede bir şeylerin kötüye gitmesi kimsenin işine gelmez.  Sonuçlar üzerinden suçlu aramak yerine birleştirici kararlar ile bir an önce orta yolun bulunması gerekir.
Sınav gecesi yaşadığı huzursuzluk ile  uyuyup,  sabah hayallerine süsleyen sınava giden öğrenciyi hiç mi düşünmeyiz? Zarar gören esnafı , zarar gören ekonomiyi hiç mi aklımıza gelmez.
Hızla gelişen bu ülkede insanlar güven ve istikrara güvenerek yatırım yapıyorlar. Kredi çekip iş kuruyorlar. Borçlanıp ev alıyorlar. Huzur ve sükunet içerisinde yarınları bekliyorlar.
Dünyanın son yıllardaki dilinden düşürmediği bu memleket aynı zamanda demokrasinin tüm güzellikleri ile yaşandığı bir ülke olacaktır. Temennimiz budur.
Bu ülkedeki ‘huzursuzluk’ ancak düşmanlarımızı sevindirir. Bir an önce sabır ve sükunetle yarınlara uyanmak dileğiyle..