ŞİKÂYETİM VAR!
“Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
Ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla”
“Düşmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz
Siz gidin artık
Düşman değil dediklerinde
Anlaşılıyor baştan beri bütün yenik düşenlerle
Aynı kışlaktaymışız.
İncecik yas dumanı herkese ulaşıyor
Sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda
Tek başınayız. ‘’
Sonuna kadar haklıydı sözlerinde ‘’İsmet Özel’’ Ne güzel anlatmış bizi taraf olmaya zorlayan sistemi en içten haliyle…
Aynı safta bile müttefik değiliz, doymak bilmeyen nefsimiz bitmek bilmeyen isteklerimiz bizi her an savaşmaya hazır birer asker rolüne sokuyor.
Hazır olda duruyoruz ama ne yürümek için ne de yaşamak için.
Daha hızlı koşmak için, ezmek için, ezilmemek için, savaşmak için hazır oldayız… Kulağımıza gelen ilk komutta dünyayı ayağımızın altına alabilecek kadar şişirilmiş durumdayız.
En küçük yanlışında kardeşimizi bile düşman gözüyle görebiliyoruz.
Düşmanımız kolay kolay dostumuz olamıyor da, dostumuz her an düşmanımız olmaya hazır durumda…
Arzuhalci gibiyim bugünlerde… İstek bildiren bildirene, kimsede sormuyor ki ‘’kardeşim senin derdin ne’’ diye? Sağım solum istek benimse şikâyetim var!
Şikâyetçiyim!
Kardeşi kardeşe düşman etmeye çalışan,
Ekmek kavgasında bizi yarış atına çeviren,
Birlik beraberliğimizi perçinlemek varken aramıza nifak sokmaya çalışan düzenden,
Herkes saf’ını alsın tarafını seçsin dedikten sonra bizi kıran kırana bir yaşam mücadelesine sokup sonrada saf muamelesi yapanlara…
Biliyorum yapacak bir şey yok olsa da bu bizim ancak bertaraf eder!
Bir hayat var bize taraf olmayan; her taraftan vuran…
Uzun lafın kısası kaoslar, kargaşalar, seçimler bir tarafa,
Gönlümüz bir olup yürekten yaşamaktan yana…
Çoğaltarak yaşamak vardı hayatı; Sevgiyi, iyiliği, dostluğu ve kardeşliği…
Oysa tüketerek, dağıtarak yaşıyoruz hayatı. Fikirlerimizi, ellerimizi kirlete kirlete…