SİZE HER GÜN 14 ŞUBAT!
Yılın ilk günü,
Anneler günü,
Babalar günü,
Onun günü bunun günü derken geldi çattı sevgililer günü!
Böylesine günler eskilerin tabiriyle ‘’yeni birer icat ’’ gibi geliyor bana…
Tıklım tıklım dolup taşan mağazalar, hediyeler, çiçekler, çikolatalar ve sınırsız şımartılmak…
Ne kadar hoş geliyor kulağa öyle değil mi?
Kimine göre öyle, kimine göre öyle değil.
Böyle günlerin varlığı hayatımızdaki eksiklerin açık bir beyanı aslında.
Bir düşünün sene anneler gününde bir öksüzün ne halde olduğunu?
Ya da bir yetim olmak o gün nasıl büker insanın boynunu?
Hadi sevgiliniz olmasa da olur 14 Şubatı evde geçirirsiniz aklınıza bile gelmez yokluğu?
Böyle bir gün var ve siz yokluğunu hissediyorsunuz.
Aslında Bir nevi o günlerde tuz basıyoruz yaralarımıza, tuzu kurular bu sözün dışında tabi :)
Ki zaten Sevginin bile altın gününe çevrilip ticareti yapıldığı bir dünyada sizi siz olduğunuz için seven bir yâriniz varsa size her gün 14 Şubat’tır.
Yolunu gözlediğiniz, sesine titreyip, nefesini dinlediğiniz bir yardan bahsediyorum.
Canınız, ciğeriniz, ruhunuz, her şeyiniz…
Eğer yoksa da ruhun dayanacağı bir direk bulmak lazım. Elinde tuttuğu bir torba bile ağır gelirken insana, yüreğe basan bunca ağırlığı yoksa neyle taşıyabiliriz?
Karın bir şekilde doyar nihayetinde.
Ya ruh?
Ruhunuzu okşamakla kalmayıp doyuran biri var mı hayatınızda?
Bir dua gibi dilinizden düşürmediğiniz,
Bir şarkı gibi her gün söylediğiniz,
Bir şiir gibi her gün okuduğunuz,
Yüreğinize yazdığınız yani?
Gözünden gönlüne köprü kurduğunuz biri varsa hayatınızda, çok sevin.
Her gün 14 Şubat