Değerli okurlar,
Stratejik konumu itibari ile 3 kıtanın birleşim noktası olan Anadolu, yeni yüzyılda fiziksel ve jeopolitik bu avantajını Enerji alanında da aktif bir oyuncu olarak dünya ekonomisi ve siyasetinde aktif olarak kullanmak istiyor.
Ak Parti Hükümeti tarafından Petrol Boru Hatları, Doğal Gaz Boru Hatları ve diğer enerji bağlantılarının ülke sınırlarından kullandırmak için yapılan lobiler ise kısa ve orta vadede genel olarak olumlu sonuç vermiş gibi gözüküyor.
18. yy da başlayan ve günümüze kadar devam eden Sanayi devrimiyle yaşlanmış Avrupa kıtasına göre hala bakir sayılan Anadolu toprakları, mevcut enerji koridoru politikaları ile beraber özellikle yenilenebilir enerjide de iyi bir üretim ve dağıtım noktası olmaya aday. Üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu topraklarında Rüzgâr Enerjisi için ideal ve verimli alan sayısı birçok Avrupa ülkesinden daha iyi durumda. 
Keza, GES ( Güneş Enerji Sistemleri ) kapasitesinde de durum aynı. Türkiye’nin en güneşsiz alanının Almanya’nın en güneşli alanından en az %30 daha verimli olduğunu söylersek hata yapmış olmayız. Bu kıyasta Türkiye’nin en ideal GES alanı olan Karaman ilimizin de Almanya’nın en ideal bölgesini verimlilikte ikiye katladığını söylemekte fayda var.
Hükümet tarafından adım adım planlanan ‘’Yenilenebilir Enerji Politikaları ‘’ birçok Avrupa ülkesinin takdirini kazanmış durumda. Özellikle İspanya’nın hem RES ( Rüzgâr Enerjisi Sistemleri ) hem de GES ( Güneş Enerji Sistemleri ) ’de yaşadığı hayal kırıklıklarından ders çıkaran Ak Parti hükümeti, bekle-gör politikası uygulayarak diğer Avrupa hükümetlerinin yaptığı hataları yapmadı. Özellikle GES alanında 13.3 dolar cent olarak uygulanan teşvik rakamı hem hükümet hem de yatırımcı için ideal olarak bulundu. 
Ekli resimlerde de görüldüğü üzere, 2012 yılına kadar enerji açığını ithalatla ve özellikle Doğalgaz ile kapatan Türkiye, yavaş yavaş ve akıllı adımlarla ‘’Yenilenebilir Enerjiye’’ doğru yol almakta.
2023 yılı vizyonunda, ürettiği enerjinin en az %30’luk kısmını ‘’ Yenilenebilir Enerji ‘’ kaynaklarından karşılamayı hedefleyen Türkiye’de yerli ve güçlü yatırımcılarla beraber, büyük dünya devleri için de büyük bir pasta gözüküyor. Özellikle 2015 yılında krize girmesi beklenen Almanya Yenilebilir Enerji Sanayisi, Yeşil Enerji Üretimi firmalarını krizden çıkarabilmek adına, Türkiye’yi GES ve RES alanında gerek fabrika gerek de ürün satışı konusunda bir üs olarak hedefliyor. Bu alanda gözüken tek sıkıntı, Türkiye’de sektörde sağlam adımlar atmak adına hükümetin, hem GES’te hem de RES’te lisanslama noktasında ağır adım atması ve ülkenin kalitesiz ve zamanı dolmuş üretim fazlalıkları ile dolmasından korkması. 
Ancak, özellikle büyüme noktasında yıllık ortalama %5 büyüme hedefleyen ve 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olmak isteyen Türkiye’nin enerji yatırımı konusunda kapıyı açması kaçınılmaz gözüküyor. Bununla beraber, geçen sene yaşanan Ukrayna – Rusya krizi ve akabinde yaşanan Avrupa Birliği – Rusya Doğal Gaz restleşmesi Yenilebilir Enerjiye en uzak yöneticilerimizi bile ‘’Enerjici’’yaptı. Bütün bu gelişmelerin üzerine kurak geçen koca bir yıl, barajları boş bırakıp alternatif Hidroelektrik üretimini de kısınca, geriye çok da bir yol kalmıyor açıkçası.
Yenilenebilir enerji üretimi alanında yapısal reformlarını ve fiziksel gerekliliklerini hızla düzenlemede kararlı gözüken Ak Parti iktidarı, ülkemiz Türkiye’yi 21.yüzyılda Avrupa ve Ön Asya’nın Yenilenebilir Enerjide ‘’Merkez Sahası’’ haline taşıyacak. Yine gözüken o ki, Ak Parti Hükümeti, özellikle Cumhuriyetimizin 100.yılında, ülkemizin bu hedefe ulaşabilmesi için, yerelde ve genelde çöreklenmiş ‘’Oligarşik Bürokrasiye ‘’ rağmen bütün kartlarını açmış duruma gelecek.
ALLAH’a emanet olun.
Mehmet YILDIZBAŞ