BU İKTİDARI 12 EYLÜL YA DA 28 ŞUBAT GETİRDİ ÖYLE Mİ?
12 Eylül referandumuyla 12 Eylül darbesinin yargılanma süreci başladı ve devam ediyor. Müdahil olan insanların mahkemede anlattıkları insanın kanını dondurmaya yetiyor. Onların anlattıklarını okuyunca aklıma 1992-1995 yılları arasında tüm dünyanın gözü önünde Sırpların Boşnaklara yaptığı insanlık dışı muameleler geldi. Anlatılanlar çok korkunç ve tiksindirici.
Kimsenin hayal dahi edemediği süreçler yaşıyoruz. Devletin kılcal damarlarından ana damarlarına kadar kirlenen kan temizleniyor. Tabi ki kolay olmuyor bu. Sancılı oluyor. Her sancı doğumu getirmiyor belki ancak her doğum muhakkak ki sancılı oluyor.
Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya’nın yaşları ilerlemiş olabilir fakat bir tek gün dahi ceza almış olabilmelerinin sembolik değeri çok büyüktür. Tabi ki bu Kenen Evren ve Tahsin Şahinkaya ile sınırlı kalmamalı. O dönemin kerameti kendinden menkul işkencecileri de muhakkak yargılanmalıdır.
Bu süreç bir nebzede olsa acılı anaların yüreğine su serpmektedir.
Son elli yılını darbelerle geçirmiş bir ülkenin sırtındaki bu kamburu atması çok önemlidir. Darbeler bu ülke insanının heyecanını yok etmekle kalmadı aynı zamanda umutlarını da söndürdü. Enerjisini heba etti. Ekonomisini çökertti.
Bu süreci takdir edenlerin yanında sulandırmaya çalışanlar da var elbette ki. Sulandıranların dediklerinin akla kabil bir izahı yok. 12 Eylül darbesi bugünkü iktidara zemin hazırlamış. Kim diyor bunu bir baro başkanı. Kılıçdaroğlu da benzeri bir cümle sarf etmişti. ‘28 Şubat Ak Partiyi iktidar yapmak için yapıldı’ diye.
12 Eylülü yapan irade kendi emelleri doğrultusunda dini argümanları kullandı. Bir araç olarak kullandı. Yerine ve zamanına göre, nerede neyi kullanması gerekiyorsa öyle yaptı. Yoksa bir dini hassasiyetten bahsetmek mümkün değildir. Bunu böyle düşünmek saf dilliğin ötesinde bir ahmaklıktır. Ya da planlı programlı bir sulandırma.
12 Eylül’ü yapan irade ‘bu siyasi yapıdan memnun değilim, bunlarla bir şey olmayacak, o halde darbe yapayımda İslami hassasiyeti yüksek bir siyasi yapılanma gelsin’ diyerek yapmadı. Kaldı ki darbeyi yapanların işaret ettiği siyasi oluşum millet nazarında hak ile yeksan oldu. Hiç hesapta olmayan Özal iktidara geldi. Millet aslında 12 Eylül zihniyetini o seçimde benimsemediğini ve darbenin yanlış olduğunu ortaya koydu.
Yani Özal’ı iktidar yapan darbe değil o dönem siyasetçilerinin çapsızlığı, ufuksuzluğu ve basiretsizliğidir.
Bugünkü iktidar 28 Şubat süreci ve sonrası iktidarlarının acizliğinden doğmuştur. Yazar kasalar fırlatılmış, esnaf dahi sokağa dökülmüştür. Siyasi iradenin acziyyeti memur maaşlarını dahi ödeyemeyecek söylentilerine yol açmıştır.
Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Başkanı olurken, İstanbul sokakları çöp yığını halinde idi. Musluklar ise çamur akıtmaktaydı. Hiç şüphesiz o dönemki siyasetçilerin acizliği ve çapsızlığı onu başkan yapmıştı. 1 hafta başkan bile diyemediler. Bu nasıl oluyor da 12 Eylül darbesi onu iktidar yaptı denebiliyor.
Baro başkanı düpedüz olayı sulandırmaktan başka bir şey yapmıyor. Yoksa kendisi de bal gibi bunun böyle olduğunu biliyor.
Sayın Kılıçdaröğlu’da aynı paralelde konuşmalar yapıyor. Yani olayı sulandırıyor. Anlaşılan o ki planlı bir çalışma.
Bugünkü iktidar ne 12 Eylül ürünü ve ne de 28 Şubat ürünüdür. Bu günkü iktidar çok açık ve net o dönem siyasetçilerinin acizliği, çapsızlığı ve basiretsizliğinin sonucudur.
Yoksa 27 Nisan e bildirisini nereye koyacaksınız? Haksız mıyım.
M. Abdulkadir YUSUFOĞLU