Türk Medeni Kanunu’muzda sayılan boşanma sebepleri sınırlı sayıda olup bunlar zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğinin sarsılmasıdır. Ancak evliliğin kişiler için çekilmez hale gelmesi de genel boşanma sebebi sayılarak bu doğrultuda anlaşan çiftlere anlaşmalı boşanma kurumu getirilmiştir. Anlaşmalı boşanma davasını kısaca önceki yazımda anlatmıştım. Müşterek çocuk var ise velayet, istemi halinde nafaka, mal paylaşımı gibi konularda uzlaşan taraflar hazırlanan protokol ile dava sürecini başlatırlar. Tüm hususlarda anlaşma sağlanması ve anlaşmaya engel bir durum söz konusu olmadığı takdirde anlaşmalı boşanma ile evlilik sona erer. Taraflar anlaşmalı olarak boşanmak istese ve tüm hususlarda anlaşarak buna yönelik olarak anlaşma protokolü hazırlamış olarak mahkemeye başvurmuşlar ve boşanmalarına karar verilmiş olsa dahi karar kesinleşene kadar anlaşmalı boşanmadan vazgeçilebilir. Taraflardan birinin anlaşmalı boşanma davasından vazgeçmesi yeterlidir. Artık anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Yani; Anlaşma sağlayamayan çiftlerde ise boşanma çekişmeli boşanma şeklinde gerçekleşir. Bu haftaki yazım ise çekişmeli boşanma davası ve süreç üzerine olacak. Eşlerden her ikisi de boşanmak istiyor ancak boşanmanın sonuçları bakımından yani nafaka, velayet gibi hususlarda anlaşamıyorlarsa çekişmeli boşanma davası açılır. Eşlerden birisi boşanmak istiyor ancak diğer eş boşanmak istemiyorsa çekişmeli boşanma davası açılır. Evlilik süreleri 1 yılı doldurmamış eşler, çekişmeli boşanma davası açılır. Her ikisi de boşanmak istese ve boşanmanın sonuçları (nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi) hususunda anlaşmışlar olsalar dahi evlilik süreleri 1 yılı doldurmadığı için açılacak dava çekişmeli boşanma davasıdır.
Çekişmeli boşanma davası; Boşanma davasını açmak isteyen kişinin kendi yerleşim yerindeki aile mahkemesinde, davalı eşin yerleşim yerindeki aile mahkemesinde, her iki eşin son 6 aydır ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesinde boşanma davasını açılabilir. Eğer yaşadıkları yerde aile mahkemesi yoksa; asliye hukuk mahkemesine başvurularak bu dava açılmalıdır.
Çekişmeli boşanma davası açılabilmesi için açan tarafın haklı bir sebebi bulunmalıdır.
Özel Boşanma Sebepleri; zina, hayata kast , pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Genel boşanma sebepleri ise evlilik birliğini temelinde sarsan ve evliliğin devamını taraflar açısında çekilmez kılan olaylardır. Bu nedenlerin biri veya birkaçıyla açılan çekişmeli boşanma davasında önemli hususlardan birisi olan velayet konusunu da açıklamak gerekir.Velayet konusunda hakim öncelikli olarak çocuğun menfaatini düşünür. Tarafların durumlarını göz önünde bulundurur. Fakat eğer çocuğun yaşı çok küçükse ve anne bakımına muhtaç durumda ise genel olarak anneye bırakılması esası gözetilir.Ancak münferit durumlarda yaşanan farklılıklar nedeniyle yani annenin bakamayacağına kesin olarak kanaat getirilse çocuk babaya da verilebilir.Bazı durumlarda mesela annenin akıl hastalığı ya da iffetsiz bir yaşam sürmesi gibi durumlarda velayet babaya bırakılabilir. Her dava farklı hayatlar ve farklı olguları içerir. Ayrıca çocuğun kendisini ifade edebilecek bir yaşta olması halinde mahkemece görevlendirilecek pedagogun çocukla yaptığı görüşme neticesinde hazırlayacağı rapor da velayetin kimde kalacağı hususunda yol gösterecektir. Bu nedenle her olayı kendi şartlarına göre değerlendirmek gerekir. Kesin bir yargıya varılmaz. Peki tüm bu boşanma aşamaları bitti daha sonra ne olacak?
Mahkemece tüm deliller incelendikten ve boşanma ile beraberindeki talepler hakkında karar verildikten sonra gerekçeli karar yazılacaktır. Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde tarafların kararı istinaf etme hakları bulunmaktadır. Eğer ki taraflar mahkemece verilen kararın yerinde olmadığı kanaatindeyse yasal süre içerisinde kararın yeniden incelenmesi talebiyle bir dilekçe ile istinaf incelemesine başvurabileceklerdir. Başvuru dilekçesinde tarafların kararı hangi hukuki sebeplerle yerinde bulmadıklarını açıkça beyan etmeleri gerekmektedir. Aksi halde hukuki ve maddi kayıplar gündeme gelebilmektedir. İstinaf aşamasından sonra yine aynı şekilde Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen kararı yerinde görmeyen tarafların temyiz kanun yoluna başvuru hakkı bulunmaktadır. Aile mahkemesi tarafından verilmiş olan karara karşı herhangi bir itirazda bulunulmaması halinde boşanma ve diğer hususlara ilişkin verilmiş olan karar kesinleşecek ve boşanma kararı nüfus müdürlüğüne bildirilecektir. Son olarak söyleyebileceğim en önemli konu ise; Boşanma davası açmadan önce bu konuda uzman bir avukat tutmanız lazım ; çünkü derya deniz olan bu konunun bir uzman tarafından yürütülmesi şarttır.