Değerli okuyucularım bu hafta sizlere "En güzel tecrübe nasıl edinilir?" konusundan bahsedeceğim. Metnin başlığını okuyunca "Neymiş bu en güzel tecrübe ?" diye hemen hemen herkesin merakla yaklaşacağını düşünüyorum. Bu tahmin edeceğimiz gibi hatadır. Bu yazıyı okuduğunuz zaman artık bu kavrama tecrübe gözüyle bakacağınızı umuyorum. Hata kavramını ele alırken aynı zamanda insanlara katkısından ve eğitim öğretim hayatına devam eden aynı zamanda da hayat boyu öğrenmeye her daim açık olan kişilere hitap edeceğini düşünüyorum.
Hata, tanımı itibarıyla: İstemeyerek veya bilmeyerek yapılan yanlış kusur anlamındadır. Yanı kısaca yanılgıdır. Hatanın tanımını baz alırsak istemeden yaptığımız şeyler, yanılgılar, bizlere nasıl tecrübe olur bunlara bakalım. Hepimiz bir yaşamın içinde bir şeyler başarmak için varız ,hayatımızın anlamı değişse de hayatımızın anlamı üzerine inşa ettiklerimizle bir yerlerde var olmaya çalışırız. Bu da bizlerin birçok hata ile karşılaşmamıza sebep olur.
Sizinle kendi yazdığım küçük bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. Hikayemizin adı : ‘’ Begonya Çiçekçisi.’’ Begonya Çiçekçisi' nde envai çeşit çiçek vardır . Ancak çiçekçinin en önemli geçim kaynağı ise begonyalardır. Yaşadıkları semtte onun kadar güzel begonya yetiştiren başka bir çiçekçi bulunmaz tabiki bu kadar güzel begonya yetiştirmenin önemli tüyoları bulunur: Bu çiçeklerin ve begonyaların hepsine verilmesi gereken su , mineraller ve vitaminler farklılık gösterir. Bu farklılıkları bilip ona göre hareket etmek gerekir. Sadece bunlar elbette yetmez aynı zamanda doğru zaman da önemlidir. En can alıcı nokta da sevgi ve özendir. Begonya ustası artık yaşlanır ve yanına bir çırak almaya karar verir. Ancak çırağının çiçekler konusunda bir şey bilmemesini ister çünkü tecrübeli usta çırağına "Begonya çok su ister , güneşe direk koyulmamalı." diye söylemez. Akıllı usta çırağına bir kaktüs ve begonya verir. Çırağa der ki : "Bu iki çiçeğe gözün gibi bak. Bir ay sonra bu çiçekler canlı kalırsa işe alınacaksın." Çırak kaktüsün özelliklerini biliyor: Az su ister güneşe direk koyulmaz ve sıcağı sever... Begonyayı da aynı sanar. Begonya ve kaktüse tüm mineral , vitaminleri verir. Ancak begonya, suyu az verdiği ve güneşe koyduğu için solmaya başlar. Bir ay sonra bakar ustası çiçeklere . Neler yaptığını , çiçeklere nasıl baktığını sorar. Ve sonunda çırağın yanlışını söyler. Çırak ustasına neden kendini bilgilendirmediğini sorar. Usta da şöyle der: "Eğer sana begonyaya nasıl bakılır diye bilgi verseydim. Bir kulağından girip diğerinden çıkardı .Bizim en önemli gelir kaynağımız begonya, bu sana bir deneyim oldu. Başarı merdivenleri hata yapılarak tırmanılır. Yapılan hatalar aklımızın bir köşesinde kalır. Hiç kimse hatasız değildir, ancak denemeyen , risk almaktan kaçınanlar hata yapmaz." Bu sözler çırağa ders olmuştur. Ve bir defalık yaptığı hata onu begonyanın özelliklerini çok iyi öğrenmeye sevk etmiş o günden sonra ‘’Begonya Çiçekçisi’ ’nde bir daha çiçek soldurmaz.
Buradan da anlaşıldığı gibi değerli okuyucularım, yapılan araştırmalarda hataların bizlere en doğru öğretici olduğunu göstermektedir. Yapılan doğrular günü gelir unutulur ancak yapılan hatalar bizlere en güzel deneyimi sunar. Tabii ki yapılan hataları tekrar etmeyip onlardan ders çıkarıldığında bizler işte o zaman öğrenmemiz gerekeni öğrenmiş oluruz. Ancak hatadan ders almayıp tekrarlanırsa o hata bizlere ancak zarar verir. Sadi Şirazi’ nin bir sözü vardır: "Ders alınmazsa , her hata bir sonraki hatanın virüsü olur.’’ Ders alınmayan hata bir sonraki hatanın bulaşıcı hastalığı yani onu tekrar yanlışa düşüren neden olur. Bu sebeple hata yapmaktan kaçınmamalıyız. Yapılan hatalar zamanı geldiğinde bizlere güzellikler ve başarılar olarak geri dönecektir , tabii ki ders alındığı takdirde...