Bundan tam üç- üç buçuk yıl önce idi. Bir sabah sevgili Gençlik ve Spor İl Müdürümüz kardeşimiz, Karaman’ın yiğit evladı Kasım AYDOĞDU hala cevabını bilmediğimiz bir neden sonrası görevinden alınmış ve “Hepimiz Ermeniyiz” repliğinin talihsiz ölümü ile sebebi saikası olan Hrant DİNK’ in memleketi Ermenistan sınırına kadar yolcu edilmişti. Meğer ki onu bu yolculuğa reva görenlerin iyi niyetlerinden (!) habersiz bizler Müdürümüzü sürdüler diye düşünsek de Ermenistan’a tehcir etmedikleri için ne kadar teşekkür etsek azdır. Öyle ya Reis-i Cumhur Recep Tayyip ERDOĞAN hayranı ve arsızlık, hırsızlık ve de devletine hainlik yapmamış bir Anadolu çocuğunu Orta Asya’ ya hem de ceddimiz Alparslan’ın ata yurduna kadar sürseler daha mı iyiydi.
Sonra bu ülkenin kabul olunmuş duası Reis’imiz -hülasa Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ a olan aşklarını her fırsatta dile getiren başta Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Hasan ERKAN dostumuz olmak üzere; yine uzun Adam’a olan sevgisini şehre ve şehriyar’a ilan etmiş Gönül adamı Karaman’ın köklü ailelerinden bir beyefendi’nin yani Allah dostu Süleyman ORTA amcamızın- ki Süleyman Amcamız da bir Tayyip aşığıdır- mahdumu İl Kültür Müdürümüz Cengiz ORTA kardeşimizin sebebini bir türlü kimsenin açıkla(ya)madığı bu şehri terk etmek zorunda bırakılması da Ruzi mahşerde cevabını bulacak bir soru işareti olarak hep aklımızda kalmaya devam edecek . Buraya kadarı “tebdili mekanda ferahlık vardır” aforizmasından yola çıkılarak zorla ferahlatma çabasındakilere ne kadar teşekkür etsek azdır diyeceğimiz kısımdı (!)
Peki ya gelişiyle bizlere sürur kaynağı olan Cennet Mekan Dr. Ayhan ERENOĞLU ağabeyimizin erken ölümü –ki bütün ölümler erkendir oysa- akıllarda soru işareti bırakmadı değil. Sebepsiz ölüm yoktur elbet ama insanın aklına kurt düşmeye görsün bir kere. Ya bir de öyleyse deyip evhama kapılmak denen şey yiyip bitiriyor insanın dimağını gizliden gizliye. Sahi ne olabilir ki Ayhan ağabeyin, cevabı Levh-i Mahfuzda saklı ölüm sebebi. Tıbben Kalp krizi deyip geçtiğimiz “miyokart enfarktüsü” ya da başka bir şeydi ölüm sebebi; ama benim merak ettiğim şey başka. Yine aynı aşk ve muhabbetle Reis-i Cumhuruna sevdalı Rahmetli Dr. Ayhan Ağabeyin bir dost meclisinde sohbet esnasında bana söyleşmiş olduğu şeyler benim asıl merak ettiğim.
“Ademciğim Ermenek’teki hastaneyi yakında açıyoruz inşallah. Sizden ricam bu Milli Görüşçü kardeşinizi yalnız bırakmamanız. Birkaç ay kaldı. Açılışta tüm eş ve dostları bekliyorum. Ermenek dedim de bu Ermenek hadisesi canımı sıkıyor. Ensar hadisesini fırsat bilip Karaman’ı ve ümmeti yalan yanlış haberlerle karalama çabasında olanlar var. Ama Allahtan başka kimseden korkum yok. Reis bey kadar cesur olabilsek bu ülke de neler yapılmaz ki. Üzerime çok geliyorlar, bunalıyorum ama üzerime gelmelerine rağmen geri adım atmayacağım. Ya herru ya merru” demişti. Ben de “Ağabey ne Ermeneği, hastane açılışımı, inşaatta sorun mu var, Ensarla ne alakası var, kim geliyor ki üzerine, nedir seni bu kadar üzen?” diye sormuştum. Ama kendisi ortalık bir durulsun konuşuruz dedi ve kendisine dünya gözüyle sarıldığım en son gün olmuştu o gün.
Aradan bir hafta on gün geçti geçmedi . Ayhan ağabey kalp krizi geçirmişti. Sonrası malum. Biz Perşembe gecesinden itibaren tabiri caizse Ayhan ağabey için durmadan dua etmiştik. Rabbi Teala O’nu eşine, çocuklarına ve merhametle tedavi bekleyen hastalarına bağışlasın diye. Ta ki bir Pazar sabah namazı sonrası cami görevlisi hocamızın Ayhan Ağabeyimizin yaşam mücadelesini kaybedip hakka yürüdüğünü açıkladığı ana kadar. Mekanı cennet olsun. İnanıyoruz ki Ayhan ağabey en güzele yaren olabilmenin şuuru ile yaşadı ve Hakk’a yürüdü.
Bu bilinen bilinmezleri mahşere kalmadan cevaplayacak ve bizi yani vatanına milletine, devletine, bayrağına, toprağına ve Reis-i Cumhuru’na ziyadesi ile muhabbet besleyenleri kıvırtmadan ikna edebilecek varsa beri gelsin. Hele ki tüm bu soruların cevabını verecek olanlar kimdir kimlerdir inanın bilmiyorum. Ayhan ağabey son aylarında kimle iyi görüştü kimle kötü görüştü bunun cevabını olsa olsa bilişim dünyasının başındaki büyükler bilir. Onlara da bizim soru sormaya ne haddimiz olur ne de yetkimiz. Haddi ve yetkisi olanlar da sorar mı arar mı bilemem. Ama o il müdürlerimizi uzak diyarlara ; Ayhan Ağabeye ise genç yaşta sonsuzluğa yolculuğu - hangi yanlışlarından ötürü - reva görenler hayattalar mı, in mi cin mi ve bu dünyada bir eli yağda bir eli balda mı ya da hangi haldeler ki acaba. Hallerini ve hayallerini bilemem ama o varışı mutlak ceza gününde hesap verecekleri kesin. Sırada yerinden ve yurdundan edilmeyi bekleyen ama sebebini hiç bir zaman bilemeyeceğimiz hangi Reis-i Cumhur sevdalısı dostlarımız var merak ediyorum doğrusu.
Ha! Hrant DİNK dedim de. Kasım Müdürümüz de; Cengiz Müdürümüzde sessiz sedasız giderken azıcık delikanlı olabileydik de Ermeni değiliz ama “Hepimiz Kasımız; ” ya da “Hepimiz Cengiziz” diye Aktekke meydanını doldurmuş olaydık. Kimsecikler Recep Tayyip Erdoğan’a aşık olmanın bedelini uzak diyarlara revan olmakla ödemeyecekti. Belki de bugün Reis-i Cumhuruna doyamadan ebediyete intikal eden Ayhan Ağabey hayatta olacaktı kim bilir. Ah be Ayhan ağabey. Hırant DİNK kadar değerimiz yok ki bu ülkede neden sürüldüğümüzün ve nelerden ötürü erken öldüğümüzün cevabını aylarca belki de yıllarca medyanın gündeminden düşürmeyelim. Mekanın Cennet olsun. Ruzi mahşerde imanına şahit ararsan ilk beni gösterebilirsin.”Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne).” Amenna ve Saddakna.