Bu yazımda da öncekiler gibi ceza kanununun derinliklerine inmeye devam edecek ve konut dokunulmazlığının ihlali suçuna birlikte bakacağız.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, Türk Ceza Kanunu md.116’da “Hürriyete Karşı Suçlar” arasında düzenlenmiştir. Madde metninde der ki;
“Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Burada, suçun hem konuta veya eklentilerine girmekle oluştuğunu hem de konuta ve ya eklentiye girip orada kalmaya devam edilmekle oluştuğunu anlıyoruz. 2. Fıkrada ise,
“Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” Maddesiyle anlatılmak istenen, açık bir izin ile girilmesi mümkün olan ortak kullanım alanındaki yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerinde ise suçun şikâyete bağlı olduğunu anlıyoruz. Şikâyet edilmez ise suç işlenmemiş sayılacaktır. Şikâyet süresi, mağdurun fiilin işlendiğini ve fiili işleyen kişiyi öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 aydır. 3. fıkrada ise;
“Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.” deniliyor. Burada hukuka ve ahlaka uygun bir sebep halinde ortak kullanılan aile konutu veya işyerine yabancı bir kişinin girmesinden bahsediliyor. Eğer meşru sebepler dışında girilirse veya orada kalınırsa ve aile bireylerinden birinin bile rızası yok ise yine konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşmuş olacaktır.
Son fıkra ise: “Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” der. Gece vakti veya zorla girilmesi halinde suça verilecek cezanın artacağını söyler kanun.
Bu suç ile alakalı örnek bir Yargıtay Kararına bakalım;
“Yeni kiralanmış, henüz oturulmaya başlanılmamakla birlikte temizlenmiş, perdeleri takılmış, ikamete hazır hale getirilip içerisine bazı özel eşyalar yerleştirilmiş, arada gelinip kontrol edilen bir evin artık sadece mülkiyet ve zilyetlik kuralları ile korunan boş veya metruk bir ev olarak görülemeyeceği, mağdurun burayı dışarıdan anlaşılabilecek biçimde konut olarak kullanımına tahsis ettiği, fiilen de burada bir yaşam kurmaya başladığı hususları göz önüne alındığında, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşabilmesi için kişinin ayrıca bu yerde geceleri kalmaya başlamış olması ve fiilin işlenmesi anında orada bulunması da şart olmadığından, suça konu yerin “konut” vasfında olduğu kabul edilmelidir.” şeklindedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.05.2014 Tarih ve 2014/21 Esas – 2014/272 Karar sayılı kararı