Peygamber efendimizin kendiliğinden emrettiği veya yaptığı ibadetlere (Sünnet) denir. Sünnetler Sünnet-i hüda ve Sünnet-i zevaid olmak üzere ikiye ayrılır.
1-Sünnet-i hüda:
Buna sünnet-i müekkede de denir. İslam dininin şiarıdır, başka dinlerde yoktur. Peygamber efendimiz bunları devamlı yapmış, nadiren terk etmiş ve terk edenlere de bir şey dememiştir. Ara sıra terk ettiği sünnetlere de (gayri müekkede) denir. Müekked sünneti, özürsüz [mazeretsiz] devamlı terk etmek mekruhtur, küçük günah olur. Namaz içindeki müekked sünnetleri terk etmek ise tahriren mekruhtur. (R. Muhtar)
2-Sünnet-i zevaid:
Peygamber efendimizin, ibadet olarak değil de âdet olarak devamlı yaptığı şeylere denir. Zevaid sünnetleri terk etmek mekruh değildir. Uyulması sevap kazandırır. Sünnet-i zevaid Peygamber Efendimiz (s.a.v.) günlük yaşamındaki yaptıkları davranışlarını kapsamaktadır. Çoğu âlimler Resulümüzün (s.a.v) her yaptığının önemli olduğunu bildirir zevaid sünnetlerinde sünnet-i hüdalar gibi önemle yapılmasını tavsiye ederler.
Sünnetlerimizi bir gün içinde nasıl uygulayabiliriz bakalım. Sabah uyandığımız andan itibaren sünnetler başlamaktadır. Yataktan kalktığımız an Radînâ billahi Teâlâ rabben ve bi'l-İslâmı dînen ve bi-Muhammedin Sallâllâhü teâlâ aleyhi ve selleme nebiy- yen ve resûlen ve bi'l-mü'minîne ihvânen ve bi's-Sıddîkı ve Fârukı ve Zinnûreyni ve Murtezâi Eimmeten ve bi'l Cenneti sevâben ve bi'n-nâri ıkâben
Manası: "Rab olarak Allah'dan din olarak islamdan nebi ve resul olarak Muhammed (s.a.v.)'den kardeş olarak müminlerden imam olarak Ebu Bekir Ömer Osman ve Ali'den sevap olarak cennetten ceza olarak cehennemden razı olduk." demektir.
Tuvalet adabı şöyle olmalıdır: Tuvalete sol ayak ile girilir ve sağ ayak ile çıkılır, taharetlenme sol el ile yapılır. Tuvalete girerken “Bismillâh. Allahümme innî eûzü bike mine’l-hubsi ve’l-habâis.” “Bismillâh. Allah’ım, hususi ve umumi bütün kötülükleri bünyesinde toplayan habislerden sana sığınırım.” Tuvaletten çıkarken de “Elhamdü lillâhillezî ezhebe anni’l-ezâ ve âfânî…”“Bana rahatsızlık veren şeyleri giderip, sıhhat ve afiyet hibe eden Allah’a hamd olsun.” Okunur. Abdest alınır ve abdest alınırken sünneti Hüda’ya uymak gerekir şöyle ki: Abdest alırken ellerin yıkanması, abdestte ve günlük yaşamda bolca misvak kullanmak, parmak aralarının hilallenmesi, ağız ve burnu iyice yıkamak, abdest azalarını üç defa yıkamaktır.
Ezan dinlememiz mümkünse ezanı dinlemek ve ezan duası yapmak. Allahumme Rabbe hazihi'd-da'veti't-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîah. Vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tühlifü'l-mîâd MANASI: Ey şu tam davetin ve vakti gelen namazın sahibi olan Rabbim! Muhammed aleyhisselâma şefâat vesîlesini ve üstünlüğünü ver. Ve onu kendisine vadetdiğin makam-ı mahmûd'a ulaştır" Ayrıca ezanı yüksek bir yerde okumak, vakit girmişse namazımızı vaktinde kılmak sünneti hüdada yer almaktadır. Resûl-i Ekrem (asm) bu konuda, bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmaktadırlar: "Sabahın iki rek`at sünneti, dünyadan ve dünyada olan şeylerden daha hayırlıdır." Sabahın sünnetinden sonra kuvvetlilik sırası şöyledir: Akşamın sünneti, öğlenin son sünneti, yatsının son sünneti, öğlenin ilk sünneti... Gayr-i müekkede sünnetler içinde ikindinin sünneti, yatsının ilk sünnetinden efdaldir. Bir hadîs-i şerîfte:"İkindinin farzından önce 4 rek`at namaz kılana, Allah rahmetini esirgemesin" denilmektedir. Vakit var ise, müekkede sünnetler terk edilmemelidir. Vakit daralmış, ancak farz kılacak kadar vakit kalmışsa, bu sünnet terk edilir. Cemaatle namaz kılmakta sünnet-i müekkededir. Özürsüz olarak cemaati terk etmeyi Hz. Peygamber'in hoş karşılamadığı nakledilmiştir.
Rasulullah (s.a.v.) namazda Kıraatini ayetlerin başında dura dura icra ederdi. " Elhamdülillahi Rabbil âlemin" der, sonra durur " Errahmanirrahim" der ve yine dururdu. Duasına " Subhane Rabbiyel aliyyül ağlel vehhab " (İhsanı bol olan yüce Rabbimi tenzih ederim.)ile başlardı. Dualarının daha şümüllü(geniş olan) olanını severdi, diğerlerini terk ederdi. (Taberani) Ayrıca nazar değmesinde (hastalanınca) Kalem Suresi 51, 52. ayetlerin okunmasını emrederdi. Cinlerden ve nazar değmesinden Rabbine sığınırdı. Nihayet Muavvizeteyn(nas- felak sureleri) nazil olunca onları okumaya başladı. Başı ağrıdığında tülbent ile sıkıca başını sarardı. Bir yerden kalkarken mutlaka " Subhaneke Allahümme Rabbi vebi hamdike la ilahe illa ente estağfiruke ve etübi ileyke" der ve şöyle buyururdu: " Yerinden kalkarken kim bunu söylerse mutlaka mecliste kendisinden sudur eden(ortaya çıkan) günahları bağışlanır."
Giyimde uymamız gereken sünnetlerimiz; kıyafetleri sağ koldan giyip sol koldan çıkarmak, düğmeli kıyafetlerde düğmeyi aşağıdan yukarı ilikleyip, yukardan aşağı çözmek, yünlü, beyaz ve yeşil elbise giymek, temiz elbise giymeye dikkat etmek, tesettüre uygun giyinmek önemlidir. Peygamber efendimiz (s.a.v.) Müslüman temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun, temizlenin. Zira cennete temizler girer." Buyurmuştur. Yeni alınmış kıyafetleri ilk Cuma giymek, yerde sürünecek kadar uzun olmayan kıyafet giymek, çıkardığımız kıyafetleri katlayarak koymak, aynaya bakmak ve aynaya bakarken: "Elhamdulillahi Allahumme kema hassente halgi fehassin hulugi." Manası: "Allah'a hamdolsun, Allah'ım! Benim yaratılışımı güzel kıldığın gibi ahlakımı da güzelleştir duasını okumak sünnettir.
Gün içerisinde boş durmamak, çalışmak, düzenli olmak, vakit buldukça sohbet etmek, yeri gelince konuşmak, bütün vakitlerde Allah Teâlâ (c.c.) zikretmek, hüzünlenip ağlayanacağında sessiz ağlamak, sevindiğinde tebessüm etmek, kahkaha atmamak, Aksırınca "Elhamdülillah" demek. Bunu işiten "Barekallah" demesi aksıran tekrar "Yehdina ve Yehdikümullah" demesi gerekir. Efendimiz (s.a.v.) aksırdığı zaman elini ya da elbisesini ağzına koyardı, sesini alçaltırdı. Ölümü hatırlamak, ani ölümden Allah Teâlâ (c.c.) sığınmak, ölümden önce hastalanmayı dilemekte gerekmektedir. Sevdiğimiz birine sevdiğimizi söylemek, çocuklara karşı merhametli olmak, başlarını okşamak, hediyeleşmek, yapılan iyiliğe karşı teşekkür etmek, kötülüğe karşı iyilikle mukabele etmek, eza(eziyet eden)veren kötü huylu olmamak, birisinin diğeri aleyhinde olan sözü kabul etmemek, gıybeti önlemek, yanımızda ayna, sürme, tarak, misvak taşımakta sünnetlerdendir. Gün içinde tırnaklarımızı keseceksek önce sağ elin şehâdet parmağından başlayarak, sonra yüzük, orta, serçe parmaklarını tırnaklarını sırayla kesip en sonunda başparmağa geçilmelidir. Sol elde ise küçük parmaktan başlayıp yüzük, orta, şehâdet ve başparmağa sırayla geçilmelidir. Ayak tırnakları kesilirken sağ ayağın küçük parmağından başlayıp sol ayağın başparmağına geçip sırayla en son küçük parmağa ulaşılmalıdır.
Evden çıkarken abdestli çıkmaya özen gösterilir ve “Bismillâh tevekkeltü alallâh. Lâ havle velâ kuvvete kuvvete illâ billâh” duası okunur. Manası: “Allah’ın ismiyle (Allah’ın ismini söyleyerek) evimden çıkıyorum. Bütün işlerimde Allah’a dayandım. (O’na dayanıyor, O’na güveniyorum) Güç ve kuvvet ancak ve ancak Allah’ın yardımıyla olur.” Yoldaki engeli kaldırmak ve ayağa takılabilecek engelleri kenara koymakta sünnettir.
Gün içerisinde en az bir sıla-i rahim yapmak sünnettir. Efendimiz (s.a.v.) akrabayla alakayı kesen bir kimsenin bulunduğu meclise Allah Teâlâ (c.c.) rahmeti inmez buyuruyor. Hasta, akraba, dost ve arkadaşları ziyaret etmek mümkün değilse teknoloji kullanarak hal hatır sormak, anne babaya itaat etmek, onlara ihsanda bulunmak, kalplerini kırmamak ve hayır dualarını almak. Hasta ziyaretine gitmişsek hastaya teselli ve ümit vermek, ziyareti uzun tutmamak, hastanın hoşa gitmeyecek hallerini başka yerde anlatmamak sünnetlerimizdendir.
Su içmeye niyetlendiğimizde besmele ile başlar üç nefeste içmeliyiz. İçtikten sonra elhamdülillah demeliyiz. Çatlak bardaktan su içmemek gerekir, iftarı su, hurma veya tuz ile açmak, bir yudum su ile de olsa iftar etmeden akşam namazı kılmamak. Zemzem suyunu hürmeten ayakta ve kıbleye karşı dönerek içmek gerekiyor.
Efendimiz (s.a.v.) en çok Pazartesi ve Perşembeleri oruç tutardı. Neden böyle yaptığı sorulduğunda da şu cevabı verirdi: " Ameller her pazartesi ve perşembe Allah'a ( c.c.) sunulur. Oruçlu iken amelimin Allah'a (c.c.) arz olunmasını severim. Her Müslüman affedilir. Ancak dargın olan kişi müstesna Cenab-ı Hak meleklere onlar için "bunları geri bırakın" derdi. Cumartesi ve pazar günleri de özen gösterir oruç tutardı ve şöyle derdi: " Bu iki gün müşriklerin bayram günleridir. Onlara muhalif olmaktan hoşlanırım buyurmuştur.
Ev boş da olsa girerken selam vermek ve “Allahümme inni es’elüke hayra’l-mevleci ve hayra’l-mahrec. Bismillâhi velecnâ ve bismillâhi harecnâ ve alellâhi -Rabbine- tevekkelnâ.” Duasını okumak. Manası:“Allah’ım! (Evime) her giriş ve çıkışımda senden hayır ve iyilik dilerim. (Hayırlı bir şekilde girmeyi ve hayırlı bir şekilde çıkmayı istiyorum) Allah’ım senin mübarek adını anarak (Bismillâh diyerek evimizden) çıktık. Rabbimiz Allah’a dayandık. Ey Rabbimiz sana tevekkül ettik (Sana dayanıp, sana güvendik).”
Yemekle alakalı olan sünnetlerimiz de şöyledir: sofraya oturmadan elleri yıkamak, büyüklerden önce sofraya oturmamak, iyice acıkmadan oturmamak, doymadan kalkmak, besmele ile başlamak, yemeği iki öğün yemek, yemeğe tuzla başlamak, sonrasında elhamdülillah demek, yemeğin ortasında dua etmek, yemeği önünden yemek, tabakta artık bırakmamak, başkalarının yediğine bakmamak, sofraya dökülen kırıntıları sağ elin işaret parmağı ile toplamaktır. Yemeklerin ağzını kapalı tutmak önemlidir. Efendimiz (s.a.v) sıcak yemekten hoşlanmazdı ve şöyle buyururdu: " Soğuk yiyin çünkü bereketlidir. Dikkat edin sıcak yemekte bereket yoktur. " (Ebu Nuaym) Sıcak yemek yenecekse de üflememek gerekir. Yemeği oturarak yavaş yavaş ve yaslanmadan yemeye dikkat etmeliyiz. Mideyi 1/3 su, 1/3 yemek ve 1/3 hava ile doldurmaya özen göstermeliyiz. Sofrada yeşillik ve sirke bulundurmak, yemekte güzel konulardan konuşmak, ekmeği elle bölmek ve paylaşırken çok olanı karşı kişiye vermek sünnetlerimizin inceliğindendir. Gün içerisinde çörek otu yemek Ölümden başka her derde deva olduğuna dair sahih hadis beyan edilmiştir.
Efendimize (s.a.v.) hanımlarından biri yatıp uyumak istedikleri zaman ona 33 kere Subhanallah, 33 kere Elhamdülillah, 33 kere de Allahuekber demesini emrederdi. Abdestli yatmaya özen göstermeliyiz. Ayrıca peygamber efendimiz (s.a.v.) Hz. Aliye şöyle dedi; Kur’anı Kerimin hepsini okumadan yatma, dört bin sadaka vermeden yatma, Kabeyi ziyaret etmeden yatma, cennette yerini hazırlamadan yatma, küs olduğun biriyle barışmadan yatma.
Hz. Ali (r.a.) bu nasıl olur Ya Rasulallah? Dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:3 kere İhlâs Suresi Kur’anı Kerim’in hepsine eşittir.
4 kere Fatiha Suresi, 4 bin dirheme eşittir.
10 kere ‘ lailahe illalahu vahdehu la şerike leh. Lehül mülkü velehül hamdü yuhyi ve yumit. Ve hüve ala külli şeyin kadir.’’ Demen Kabeyi ziyarete eşittir.
10 kere ‘’La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim’’ demen, cennette yerini hazırlamana vesiledir. 10 kere ‘’estağfirullah elazim, ellezi la ilahe illa hüvel hayyul kayyumu ve etubu ileyh’’ demen de dargın ve husumetli olduğun insanlarla barışmış derecesinde ecre vesiledir. Bu duaların yanında Mülk süresini okuyup yatmak da önemlidir. Efendimiz (s.a.v) yatmadan hemen önce Nas, Felak Surelerini okur avuç içine üfler ve tüm vücuduna sıvazlar ve yapılmasını emrederdi. Sağ el sağ yanak altında olacak şekilde bacaklar hafif bükük sağ tarafa doğru da yatılır. Yüz üstü yatmak uygun görülmemiştir.
Peygamber Efendimizin (s.a.v. ) (Ahir zamanda unutulmuş bir sünnetimi ihya edene yüz şehit sevabı verilir)(İbn-i Mace) buyurmuştur. Bunun için, önce ehl-i sünnete uygun iman etmek, sonra haramlardan sakınmak, sonra farzları yapmak, sonra mekruhlardan sakınmak, sonra müekked sünnetleri, daha sonra da müstehapları yapmak gerekir.
Benim sünnetimi yaşatan muhakkak beni sever. Beni seven kişi ise cennette benimle beraber olur. (Hadis-i Şerif Tirmizi) hadis-i şerifine uyalım. Sünnetlere uyalım cennette buluşalım.