Vasiyetname düzenleyen kişinin ayırt etme gücüne sahip olması ve 15 yaşını doldurmuş olması gerekir. Vasiyetname hür irade ile olmalıdır. Yani baskı altında veya zorla vasiyetname yaptırılmamalıdır. Bu hallerde vasiyetname düzenleniyor ise iptal davası açılabilir. Buna göre vasiyetin iptali davasına konu olabilecek hukuka aykırılıkları şu şekilde sıralayabilirim.
A-Ehliyetsizlik:
Türk medeni kanunun 557. Maddesinde göre vasiyetname ve miras sözleşmelerinde ölüme bağlı tasarrufta bulunan kimse tasarruf anında ölüme bağlı tasarrufta bulunma ehliyetine sahip değil ise tasarruf iptal edilebilir.
Vasiyetnamede ehliyet şartı olarak ayırt etme gücüne sahip olmak ve 15 yaşını doldurmuş olmak yeterli iken miras sözleşmesinde ayırt etme gücüne sahip olmak, ergin olmak ve kısıtlı bulunmama şartı aranır.
B-İrade Sakatlıkları:
TMK. m. 504/1 hükmünün birinci cümlesinde mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruflar geçersiz olacağı belirtilmiş ancak maddenin devamında da miras bırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlama etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılacağı belirtilmiştir.
Bu durumda ölüme bağlı bir tasarruftaki irade sakatlıkları mirasbırakanın sağlığında öğrenilmiş ise, miras bırakan bir yıl içinde yaptığı tasarruftan dönebilecektir.
Bu bir yılık süre zarfı geçmiş ancak miras bırakan tasarruftan dönmemiş ise artık miras bırakan öldükten sonra mirasçıları irade bozukluğunu ileri süremeyeceklerdir.
Ölüme bağlı tasarruftaki irade sakatlıkları mirasbırakanın sağlığında öğrenilmemiş ise bu durumda mirasçılar süresi içinde iptal davası açabileceklerdir.
C-Hata (Yanılma):
Vasiyetnamelerde sağlararası tasarruftan farklı olarak yapılan tasarrufla arada illiyet bağı bulunduğu sürece her türlü hatanın iptal sebebi olacağı uygulamada kabul edilmektedir.
D-Hile (Aldatma):
Vasiyetnamelerde lehine tasarrufta bulunulan kişi, üçüncü kişinin kendi lehine hile yaptığını bilmese bile hile ile yapılan ölüme bağlı tasarruf arasında illiyet bağı olduğu sürece vasiyetnamenin iptali söz konusu olur.
E-Korkutma veya Zorlama:
Vasiyetnamede korkutma ya da zorlama ile vasiyetnamenin yapılması arasında illiyet bağının bulunması şartıyla, iptal için Türk Borçlar Kanunu madde 37 ve 38 hükümlerinde belirtilen şartların bulunması aranmaz.
F-Tasarrufun İçeriği, Bağlandığı Koşullar veya Yüklemelerin Hukuka ve Ahlaka Aykırı Olması:
Türk medeni kanunu 557 hükmüne göre ahlaka aykırılıktan söz edilebilmek için ölüme bağlı tasarrufun kendisinin ahlaka aykırı olması gerekir. Miras bırakanın bu ahlaka aykırılığı önceden görmüş olması ve tasvip etmiş olup olmamasının bir önemi yoktur.
Ölüme bağlı tasarruflar hukuka veya ahlaka aykırı ise iptal davası açılması gereklidir.
Ölüme bağlı tasarruflarda sağlar arası tasarruflardan farklı olarak şekil kurallarına uyulmaması iptal edilebilirlik sonucunu doğurur. Medeni Kanun 582/3 hükmü bu kuralın istisnasını oluşturur.
Bu hükme göre İptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendilerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenmesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal edilir.
VASİYETNAMENİN İPTALİ DAVASINDA ZAMANAŞIMI VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER
Bozucu yenilik doğuran bir hak olan iptal davasında süreler hak düşürücü sürelerdir.
Bir yıllık süre: Davacı kişi kendi hak sahipliğini, ölüme bağlı tasarrufu ve iptal nedenini öğrenmesinden itibaren işlemeye başlar. Davacı bu hususları miras bırakanın ölümünden önce öğrenmiş olsa bile bu bir yıllık süre miras bırakanın ölümünden sonra işlemeye başlar.
On yıllık süre: Davalının iyi niyetli olması halinde vasiyetnamelerde vasiyetnamelerin açıldığı tarihten itibaren, miras sözleşmelerinde ise miras bırakanın ölümü ile 10 yıllık süre işlemeye başlar.
Yirmi yıllık süre: Davalının kötü niyetli olması halinde on yıllık süre yirmi yıl olarak esas alınır. İptal davasında ispat yükü davacıya aittir. Davacı, ölüme bağlı tasarrufun iptalini gerektiren bir sebebin mevcut olduğunu ispatlamakla yükümlüdür.