Bu yazıyı okurken var mısınız bir empatiye? Mesela, benim yerime koysanız kendinizi! Hiç olmazsa bu yazıyı okuyup bitirinceye kadarda olsa. Sabahları uyandığınızda güneşi göremeseniz mesela. Hatta bir saatiniz olmasa sabahın olup olmadığını bile bilemeseniz. En sevdiklerinizin gülüşlerini bile göremeseniz. Öööf! Sıkıldınız değil mi? Tamam! Tamam! Sustum! Sustum işte.
Bu hafta yüreğimden parmaklarıma dökülenlere geçeyim değil mi artık? Ha Bu arada Geçen hiç üşenmedim! Karaman Gündem Haber sitesinde yer alan diğer yazılarımı bir mütalaa eyledim. Yahu! Hakikaten hepsi yürek ataşında pişmiş kan damlayan yazılarmış. Sonra bir soru takıldı zihnime acep bir yerlerde bu yazılarımı okuyupta: ben bu kardeşin duygularını anlayabiliyorum! Diyen bir tek insan olsun var mıdır ki?
Ben; belediye otobüsleriyle 2018 yılında TOKİ’ye taşınınca tanıştım. O zamana kadar hiç binmedim desem yeridir hani. TOKİ’ye taşındıktan sonra ara ara binmeye başladım haliyle. Bir gün hiç unutmam ciğer parem, oğlum 2 yaşında filandı. Bir akşam anamın evinden, polisevinin oradan 7 numaralı otobüse bindik ve TOKİ’ye doğru düştük yola. O zamanlar otobüse tek başına binip inme yetimizi henüz kazanmamıştık. Her yere anam götürürdü. O gün yanımızda anamda vardı. Ciğer parem otobüste uyuyakaldı. Şoför ağabey bizim halimize vakıf olunca güzergahından çıktı ve koca otobüsü bizim evin önüne yanaştırıp indirdi. İsmini sordum benim ismim Refik ağabeyim! Dedi. Şoför Refik ağabeyin o akşam bize sağladığı kolaylığı ve o baba sesini ben hiç unutamadım.
O akşamın üzerinden tam beş yıl geçmişti. Bir akşam ciğer parem ile el ele çarşıdan eve dönüyorduk. 8 numaralı otobüs denk geldi! Bindik. Her otobüse binişimde kulaklarımı alabildiğine kabartırım. Şoförün sesi tanıdık mı , şoför sert mi, yumuşak mı! En önemlisi de halden anlar mı diye şöyle bir tahlil yaparım. Tahlilim negatifse durağa varır varmaz otobüsün orta kapısından hızla kaçarım.
Neyse efendim! 8 numaraya bindik. Baktım ki şoför ağabeyin sesi tanıdık. Beş yıl önce ciğer paremin uyuduğunu görüp otobüsü evin önüne kadar götüren şoför Refik ağabey. Nasıl duygulandım o an ama otobüs kalabalıktı ve işin kötüsü biz arkalardaydık. O gün çok istedim Refik ağabey! Bizi hatırladın mı? Hani beş yıl önce bebek uyudu! Üstelik engelliler. Zorlanmasınlar diyerek evin kapısında indirdiğin o bebek büyüdü de babasının elinden tutup gezdirmeye bile başladı diye. Nereden hatırlayacaktı bizi Refik ağabey! Her gün yüzlerce yolcu indi bindi yapıyordu. Ben yine de bir iki kere teşebbüs ettim söylemeye amma cık! Cesaret edemedim. Otobüsten beş yıllık birikmiş duyguların ağırlığıyla indim. Aradan çok zaman geçmedi! 7 numaralı otobüste yine denk geldi Refik ağabey ama yanımda kadife kafalı ciğer parem yoktu. Yine de söyledim içimdeki duygularımı şoför Refik ağabeye. Refik ağabey hatırlayamadı o günü amma ben hiç unutmadım şoför Refik ağabeyi! Elhak! Dualarımda hiç unutmadı o geceyi.
Refik ağabey emekli oldu amma arkada imar ettiği bir gönül bıraktı. Selam olsun gönüller yapanlara. Bir yaz akşamı bizim kerata oğlan bizi bırakıp babaannesine gitti. Ben can yoldaşıma dedim yahu hatun! Demek bizim kerata bizi terk edip gezmelere gitti öylemi? Eh! Elmi yamaan! Beymi. Hazırlan! Tutuşalım el ele! Siper edelim kör bastonunu! Atlayalım ilk otobüse ve Necmettin Erbakan Parkına gidelim.
Bizim oğlana kahrımızdan düştük yollara! Yollara. Öyle ya: sen misin bizi yapayalnız koyverip giden! Kerata. On numaralı otobüse bindik. Şoför ağabey hayrola hocam nereye giden dedi. Bende şoför ağabeye anlattım dedim ağabey: böyleee böyle! Bizim kerata oğlan bizi terk edip babaannesine gidince sığamadık eve! Necmettin Erbakan Parkına gideriz işte. Şoför ağabey tasalanma hocam! Otogara otobüsü park ettikten sonra ben sizi götürürüm Necmettin Erbakan Parkına. İşte o akşam şoför Serdar ağabeyi kazandım. Yüreğimin en kıymetli yanına kodum şoför ve şimdilerde çavuş Serdar Arıcı ağabeyi. Yeter ki bir yerlerde karşılaşalım yüreğim pır pır eder sevinçten. 2023 yılının yazından bu tarafa aktif kullanırım 07.00da kalkan 7 numaralı otobüsü. Şoför ağabeylerim hayatımın ayrılmaz parçaları oldular. İki haftada bir değişir otobüs. Ben merakla pazartesi sabahını beklerim. Nasıl bir şoför ağabey gelecek diye. Çoğunu tanıdım artık. Rabbim onlardan razı olsun çoğusu yardımcı olur. Hele beni görünce otobüsü bizzat önüme sıfır yanaştıran ve gülen sesiyle hayat veren Fatih ağabeyim, beni görür görmez engelliye ayrılmış koltuğu boşaltan ve beni oturtan elleri öpülesi şoför ağabeylerim. Sıcacık bir selamı esirgemeyen ve şefkatlerini hissettiren şoför Muammer ağabeyim, Hayrettin ağabeyim, Akif ağabeyim, Ali ağabeylerim , Mehmet ağabeylerim ve daha isimlerini bilmediğim yüce gönüllü şoför ağabeylerim. Beş parmağın beşi de bir olmuyor elbette; yolcuyu azarlayan, engelliye bedavacı muamelesi yapan, yolcuyu sırtında götürür hissiyatı veren şoförler olsa da şoför ağabeylerin çoğu aldığı maaşı hak eden, fedakâr, sabırlı ve kıymetli insanlar. Selam olsun engelli yolcuya sabır gösteren, onlara yardım elini uzatan şoför ağabeylere ve selam olsun bu yazıya nazar eden çok aziz ve muhterem karilere.