Türk Dil Kurumu’na göre insan; toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlıdır.
Bu yazıda ise insan kavramının, ne kadar önemli ve sonsuz bir kavram olduğundan bahsedeceğim.
İnsan araştıran, merak eden, öğrenebilendir. Adem ile Havva ile başlayan bu yolculukta insan, yaptıklarıyla çağlar açmış ve çağlar kapatmıştır. İnsan doğada güçlüdür, söz sahibidir. İnsanın bir değeri vardır. Her insan biriciktir, özeldir, tektir. Bir aynısı daha yoktur. Kimi zaman yaptıkları ve kimi zaman yapmadıklarıyla insan, önemli ve değerli bir varlık olmuştur.
İnsan kavramının sonsuzluğu hakkında söz edebilmek için, tasavvuftaki "İnsan-ı Kâmil" kavramından söz etmek istiyorum. Bunun için de önce insan kavramını anlamak gerekmektedir. Daha önce izlediğim bir dizide, insan çıtalıya benzetilmişti. Örneğin çıtalı altı kenardan oluşur. Her bir kenarında sırasıyla; insan, can, güç, ikrar, adalet, kemal yazar. “İnsan; doğar can kazanır, büyür güç kazanır, gücünü ikrarından alır. İkrar, verdiği kararlardır. Eğer kararında adaletliyse, erdemli olur. Adaletinde kemali bulursa, kâmil olur”. Yani işte insan ancak bu şekilde insan kavramına layık olur. Çıtalının kenarlarından biri eksik olursa, çıtalı uçamaz. Bunun sonucunda da insan kâmil olmayı başaramaz. Kâmil olmayı başaramadığı için de insan kavramına ulaşamaz. Hırsıyla ve egosuyla güce sahip olmaya çalışan olur. Bu şekilde davranarak en fazla beşer olan olur. Beşer, deridir. Deri, güçsüzdür, dayanıksızdır, sonludur. Beşer, şaşar der ya hani büyüklerimiz, bu yüzdendir işte. Fakat insan beşer gibi sonlu değildir, insan sonsuz bir kavramdır. Ölen yalnızca bedenidir. İnsan; aldığı kararlarla, ahlakıyla, adaletiyle, erdemli tavırlarıyla sonsuza dek yaşar.
İnsanın yaratılmış en değerli varlık olduğunu belirttik, çünkü insan, düşünen bir varlıktır. Düşünen varlığın fikirleri, kök salar, büyür, gelişir, genişleyerek yayılır gider. Fikirler yaşadıkça, insan aslında ölmez. İnsan, fikirleriyle nefes almaya devam eder.
İnsan kavramına hakkıyla nail olabilmek zordur. Kimilerimiz sadece nefes alan ruhlardan ibarettir. Kimileri beşerdir, sonu gelince silinip gider. Kimilerimizde İnsan-I Kâmil kavramına erişmiştir ve varlığını sürdürmeyi başarabilmiştir. Aynanın karşısına geçip kendimize bir bakalım. Neyiz, kimiz? Beşer miyiz, insan mıyız? Şaştık kaldık mı yoksa başardık mı? Çıtalımızı uçurabiliyor muyuz? Hayatımızdan ve olduğumuz kişiden memnun muyuz? Bu ve bunun gibi sorulara cevap verdikten sonra işe koyulmalıyız. İvan Gonçarov tarafından yazılan Oblomov adlı romanın sayfalarında yer alan bir sözdeki gibi “ya şimdi ya hiçbir zaman” demeliyiz. İnsan kavramına yakışır bir birey olmak için çabalamalı, çıtalıyı uçurabilenlerden olmayı başarabilmeliyiz.