Kendin gibi olabildiğin ve ilgiyle dinlendiğin zaman konuşabilirsin.
Bu yazımda bahsetmek istediğim konu, bireyin kendini ifade edebilmesi için gerekli olan koşullar olacak. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki hayat, etkileşimlerle doludur. Kurduğumuz iletişimdeki etkileşimimiz kimi zaman anlamlıdır, kimi zaman da öylesinedir. Sağlıklı bir etkileşim kurabilmek ve en önemlisi karşımızdaki kişinin kendini ifade edip özgürleşebilmesi için ortamın, iletişimin, kişilerin uygun bir şekle sahip olması gerekir.
Ortamın, kişinin kendini ifade edebilecek rahatlıkta ve uygunlukta olması gerekir. Dinleyen kişinin ise anlatıcıya saygıyla, sevgiyle, anlayışla, empatiyle yaklaşması gerekir. Ortamın ve kişinin taşıdığı özelliklerle, iletişim sağlıklı bir şekilde kurulmuş olur.
Danışan-danışman kavramlarıyla bu konuyu zihinlerinizde akademik bir boyuta taşımak istemediğim için anlatan ve dinleyen kişiler olarak bahsettim. Çünkü hayat boyunca yeni yeni kişiler tanırız. Bazen öyle insanlar tanırız ki konuşmaya gerçekten ihtiyaç duyarlar, kendini ifade etmeye, hayatında yanlış gidenin ne olduğunu bulmaya ihtiyaç duyan insanlar… Bu insanların içgörü kazanması ve kendilerini ifade edip katarsis yani boşaltım dediğimiz özgürleşmeyi yaşayabilmeleri elbette terapi seanslarıyla sağlanabilen mühim, ciddi ve oldukça önemli konulardır. Ancak bir arkadaşımızla, çay sohbetinde otururken yaşadığı can sıkıntısını fark ettiğimizde, bir dost olarak yapmamız gerekenlerden de söz ediyorum. Onu nasıl dinlememiz gerektiğinden, onun kendisini nasıl rahat ifade edebileceğinden söz ediyorum.
Karşınızdaki kişiyi kabul ederek, saygıyla ve empati kurmaya çalışarak dinleyin. Karşınızdaki kişinin konuşabilmesi için bunlar oldukça önemlidir. Karşınızdaki kişi, eleştirilme korkusu taşırsa, konuşamaz. Saygıyla yaklaşılmadığını hissettiğinde, konuşamaz. Kabul edilmediğini hissettiğinde, konuşamaz. Elbette sizlere bir psikolojik danışman gibi hareket etmeniz gerektiğini söylemiyorum. Ancak insani değerler çerçevesinde, çevremizdeki kişileri anlamaya çalışabileceğimizi ve bunu ancak onları dinleyerek yapabileceğimizi belirtmek istiyorum. Çünkü karşımızdakini anlamaya çalışarak, onu dinleyerek yalnızca onun psikolojik iyi oluşuna katkıda bulunmayız. Bunun katkısı kendimizedir de. İşe yaramak duygusu, insana oldukça hoş bir duygu hissettirir.
Karşınızdaki kişiyi ilgiyle dinleyin, gerçekten içten bir şekilde dinleyin. Kendinizi de dinleyebildiğinizi göreceksiniz. Saygı, empati, sevgi ve anlayışla kalın.