İMAM HATIPLER MAHKUMMUYUZ
Geçen haftaki yazımızda din eğitimi konusuna kısasa giriş yapmış ve imam hatiplere mahkum muyuz diye sormuştuk.
İster imam hatiple ister imam hatipsiz tevhidi tedrisat kanunu ile devlet din eğitimini hem örgün hemde yaygın eğitimi ve denetimi kendi yetkisine aldığından sözetmiştik.
Ülkemizde din eğitimini kısaca bir göz atmak istersek hem örgün hem de yaygın din eğitiminin iman eğitimi ibadet eğitimi ve davranış eğitimi olmak üzere 3 grupta incelemek mümkündür.
Dini Eğitim söz konusu olduğunda önemle vurgulanması gereken nokta "İman Eğitimi"dir. bunu ne
Kur’anın okutulması, ezberlenmesi, yüce manasının anlaşılması ve Kur’an hakikatlerinin günlük hayatta uygulanması, Dini Eğitim’in en önemli bölümünü teşkil etmektedir. Allah’ın Kitabını en iyi anlayan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), hem mübarek sözleriyle, hem müstesna hayatındaki canlı uygulamalarıyla Kur’anı en güzel şekilde yorumlamıştır. Efendimiz (s.a.v), güzel Kur’an okumaya önem verdiği kadar Kur’an İlimleri’ne de önem vermiştir. Kur’anın anlaşılması ve uygulanması, okunması ve ezberlenmesi kadar önemlidir.
Peki tüm be eğitimleri gerçek anlamı ile yapabiliyor muyuz. imam hatiplerin sistem içerisinde uğradığı zaafiyete geçen hafta değinmiştik. Halkın din eğitimi talebini kısmen karşılayan kur'an kursları peki bu talebi yerine getirebiliyor mu?
Diyanet'in 60 yıllık Kuran kurslarında verilen din eğitimi ciddi zafiyetler taşımaktadır. buralarda sadece ezbere dayılı klasik sistem Kur'anı ve Kur'anın öngördüğü hayatı sevdirmekten, pedogojik ve psikolojik esaslardan uzaktır.
Kur'an kursları gerek fiziki şart ve ortamlar gerekse yeterince bu konunun eğitimini almamış personel eksikleri eksik ve yanlış denetimler vb nedenlerle kaliteli ve nitelikli eğitim vermekten uzak bir görüntü vermektedir.
Cami içi ve cami dışı dini eğitim çalışmalarının yetersiz olması ve doyurucu olmaması sebebiyle, bu alandaki boşluk İslâmî cemaatler, vakıflar, dernekler ve diğer sivil toplum kuruluşları tarafından doldurulmaya çalışılmaktadır.
Ecevit hükumetinin kuran kurslarına başlama yaşının 10-12 den 12-14 yaşına çekmesi en ideal din eğitimi yapılabilecek 2 yılı da boşa geçirilmesine yol açmaktadır.
Kur'an kursları masaya yatırılıp irdelenmesi gereken en önemli sorunlarımızdan biri olarak karışımızda durmaktadır.
Kur'an kurslarının pedogojik formasyonu olan personel ihtiyacı acilen ilahiyat bitirmiş gençler arasında karşılanmalı gerek devlet, gerekse imam- hatipler konusunda hassasiyet gösteren toplumca da bu konuda üzerine düşen yapmalıdır.
Bu süreç tamamlanana kadar yazları atıl durumda olan okul ve din kültürü öğretmenlerinden faydalanılmalı gerek fiziki gerekse pedogojik ve psikolojik eğitim ilkelerine göre eğitim yapılmalıdır. çağdaş eğitim ve öğretim tekniklerinden faydalanılarak din ve Kur'an çocuklara sevdirilmelidir.
Yatılı hizmet de veren Kız Kur’an Kursları Programına Aile Hayatı, Nur Suresi Tefsiri, Dikiş-Nakış ve Bilgisayar dersleri konulmalı, bu konuda Kız Meslek Liseleri Programından yararlanılmalıdır. Kurslara yıllarını ayıran kızımız, bu kurslarda aynı zamanda hayata hazırlayıcı bir eğitim almalıdır
Halkın din eğitim talebi ise örgün eğitim içiresinde mutlaka karşılanmalıdır. halkımızın büyük bir bölümü 1 saatlik “din kültürü ve ahlak bilgisi” dersini yeterli bulmamaktadır. bu anlamda örgün eğitim içerisinde seçmeli dersler aracılğı ile öğrencilere bu fırsat tanınmalı veli/öğrenci istediği dersi seçebilmeli ve bunun sonucunda hem orta öğrenimine devam edebilmeli hemde din eğitimi ihtiyacını da karşılanmalıdır.
Resmi olmayan yollarla bu eğitimi veren/alan kişileri hain ve tehlikeli vatandaş gözüyle bakmak yerine devlet bu konuda da denetim ve rehberlik fonksiyonunu icra etmelidir.
Bir şeylerin üstüne örterek veya görmezden gelerek gidebileceğimiz bir yer yoktur. bu tavrın sonucunda halkımız, çocuğuna yeterli din eğitimi aldırabilmek için ya illegal yollara başvurmak zorunda kalmaktadır. Ya da çocuğu misyonerin pençesine düşmekte veya adam sen de tavrıyla agnostik bir kuşak yetişmesine göz yummaktadır.
Bu üç durumda geleceğimiz açısından oldukça tehlikelidir. kendi dini ve kültürüne sahip olmayan, Allah korkusu taşımayan bir gençlik bu topraklar üzerinde her türlü kötü emel ve amaçları olan kişilere malzeme olduğu gibi sağlıksız bir toplumun oluşumunda da en büyük yapı taşı olacaktır.