Dileriz hak edilerek helalinden kazanılmış bu kazanç yukarıdaki örnekte olduğu gibi kötü çevrelere uyulup da HARAMA dönüşmez.

Çok güzel ve inanç dolu bir dua vardır. “Allah’ım ne verirsen HAYIRLISINDAN ver” diye. Ne güzel bir kelam ne güzel bir beklentidir.

Kendinizi çok güzel yetiştirmişsinizdir. Ahlaki yapınızı, aileden, toplumdan, eğitimden ve inancınızdan dolayı sağlamlaştırmış, gönlünüzü sevgi ile doldurmuş ve mantığınızı da iyi niyet ve hoşgörü temeline oturmuşsunuzdur.

Bu vasıflarınızın bir tezahürü olarak kazanırsınız. Çabanızın karşılığını alırsınız.

Bu arada o engin hoşgörü, sevgi ve iyi niyetiniz gereği size yanaşıp da yol arkadaşlığı edenleri çok iyi tahlil etme gereği görmezsiniz. Yaratandan ötürü onları da sever ve ince analizlere girmezsiniz. Hatta belki de onlara atfedilen yanlışları bertaraf etmek için onları korursunuz da.

Sizin bu üstün vasıflarınızdan dolayı sizi seven, destekleyen ve size güvenen insanlar etrafınızdaki bu çirkin insanlarla bir olmanıza bir müddet aldırış da etmeyebilirler. Size olan itimatları bir gün bu yanlışın farkına varacağınız yönündedir.

Sizin su götürmez ahlak anlayışınıza rağmen etrafınızdaki bu çirkin kişiler için söylenenler, iddia edilenler, birileri tarafından bilinen ve açık delilleri olan hadiseler, size gölge yapar ama kir olarak bulaşmayabilir.

Kul hakkı, toplum hakkı, kamu malına tasallut vb. konular da onlar tarafından ayaklar altına alınmış bir tablo oluştursa da siz tüm bu tablonun içinde tertemiz kalabilirsiniz.

Gün gelir kamuoyunun bir güveni söz konusu olduğunda size verilen bu kamuoyu desteği bu duruşunuzdandır.

Bu destek sizin kazancınızdır. Hayırlısından bir kazançtır.

Akşama kadar zerre helalden ayrılmadan bir dolu dünyalık kazanan bir esnafın, tüccarın veya sanatkârın kazandığı paraları, akşam hayırlı yollarda harcaması gerekirken, etrafındaki bu çirkin insanların isteklerini iyi niyet gereği geriye çevirmeyip,  sabaha kadar haram yolarda ve haram işlerde tüketmesi ne kadar da kötüdür. O parada ev halkının, birinci derce akrabalarının ve tüm yakınlarının hakkı olduğu gibi, vergi vermesi gereken devletin, zekât vermesi gereken mağdurun da hakkı vardır.

Hakkı ile helal kazanıp da, çevresindekileri kırmamak için helalı harama çevirmek, birçok insanın da vebalini almak, kul hakkını çarçur edip, hem bu dünyada hem de ahirette sorumlu olmak ne kadar acı ve kötüdür.

Bu kadar felsefe yeter herhalde fazlasına gerek yok. Biraz da güncel bir konuya değinelim.

Ak Parti Merkez ilçe Kongresi sonuçlandı. Mevcut teşkilat içinde görev yapan Merkez İlçe teşkilat Başkanı Ahmet Akça Bey ve listesi seçimlerde kazandı. Kısa bir zamanda hazırlanan ve ilk deneyimi olan Aziz Selçuk Bey de ciddi bir mücadele gösterdi. Seçilemese de bir deneyim bir cesaret ve gelecek için yatırım kazandı.

Her ikisini de kutluyoruz. Kazanan listenin bu Şehr-i Karaman için hayırlara vesile olacak işler yapmasını diliyor, temenni ediyor ve bekliyoruz. Bir önceki yazımızda kendisinden bahsettiğimiz Ahmet Akça Beyin bu konulara vakıf, tecrübeli ve liyakatli olduğuna inanıyoruz. Kendisine oy veren delege de kamuoyu desteği ile bunu teyit etmiştir.

Kutlarız.

Binlerce insan “Hayırlısı Olsun” dedi. Hayırlısı bu imiş. Hak edilmiş HELAL bir KAZANÇ.

Dileriz hak edilerek helalinden kazanılmış bu kazanç yukarıdaki örnekte olduğu gibi kötü çevrelere uyulup da HARAMA dönüşmez.

Bundan sonrası için de yine duamız odur ki; “Allah’ım ne verirsen HAYIRLISINDAN ver”