Değerli okurlarım, bu hafta sizlere genel bir konudan bahsetmek istiyorum: Bu konu bildiğimiz gibi sadece gençleri ilgilendiren bir konu değil toplumumuzun her kesimini etkileyen toplumsal bir konudur. Medeniyet kavramı çok tartışılan bir konu olsa da ben sizlere sadece medeniyeti tanımını değil "Medeniyetimizin nasıl mirasçısı olabiliriz, medeniyeti besleyip güçlendiren olgular nelerdir , bir toplum olarak medeniyetimize nasıl katkılar yaparsak devamlı oluruz?" konularından bahsedeceğim.
Medeniyet bildiğiniz gibi toplumun maddi ve manevi varlıkların bilimini, tarihini vb. karşılayan önemli bir kavramdır. Medeniyet aslında sadece bir toplum değil nesillerdir bir coğrafyada ortak kaderi paylaşan insanların birlik ve beraberliği, birbirlerine dağ gibi omuz vermeleridir. Peki, medeniyetimize nasıl katkılar sağlamalıyız onlardan bahsedelim:
Tarih Bilinci: Hepimizin de tahmin ettiği gibi bu ilk olarak tarih bilincidir. Tarihini, geçmişini bilen kimse medeniyet kavramının azizliğinin farkındadır. Medeniyetini yükseltmenin sanatla, edebiyatla ve teknolojiyle oluştuğunun farkında olan; bu bilimleri geliştirmek için süreci bilen kişiler olmamız açısından çok önemlidir. Özellikle genç neslin eğitiminde tarih bilinci ayrıyeten önemlidir. Çünkü bir sonraki nesle tarih bilincini aşılayacak olanlar bizleriz. Unutmayalım ki ne kadar öğrenir ve ne kadar aktarırsak medeniyetimiz o oranda gelişim gösterir. Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez. Geçmişimizi bilirsek sağlamca ileriye odaklanır, doğruları alıp yanlışları ayıklarsak işte o zaman medeniyetimizin değerini kavramış ve kavratmış oluruz.
Kültürel Miras: Kütür ve medeniyet kavramları birbirlerine yakın olup birbirlerini besler. Kültürel içerikler medeniyetimizi destekleyicisidir. Kültür bir toplumu bir toplumdan ayıran özellikler olmakla birlikte , medeniyetimizi çeşitlendiren önemli bir unsurdur. Kültürel ögeler medeniyetimizin içine yerleşerek bizleri devamlı kılar. Kültürel miras bildiğimiz gibi "Kültürel , askeri ve sosyal olarak koruma altına alınan ve yaşadığımız coğrafyada hangi toplumlar yaşamış , etkilendiğimiz kısımlar nereler?" bunları anlamamız açısından önemlidir. Bizim ülkemizden yola çıkacak olursak hangi toplumların mirasçısıyız bunları fark etmemiz ve korumamız açısından çok önemlidir. İşte bunu başarabilirsek, medeniyetimizdeki kültürel miraslara gereken değeri vermiş oluruz.
Manevi Değerler: Manevi değerleri A. Hamdi Tanpınar‘ın bir sözüyle açıklamak istiyorum ‘’Medeniyet, insanı insan yapan manevi kıymetler manzumesidir.’’ Medeniyet insanları ihya eder . Medeniyet sadece bir oluşum değil insanları şekillendiren , insana doğru yaşamın sırrını fısıldayan manevi bir hazinedir. Medeniyet sadece bir toplumun oluşumu değil bireye "Birey nasıl olur, kendilik değerini katan nedir?" sorularının bir nevi cevabı niteliğindedir. Bireyden başlayarak topluma etki eden bir tasarıdır. Bu sebeple medeniyetimiz için bizler ilk olarak insandan başlamalıyız. Eğitimde , aktaracağımız değerlerde ve toplumda gerçekleşecek tüm inşalara bireyden başlayıp toplumumuza yansıtmalıyız. Unutmamalıyız! Birey değişirse toplum da değişir.
Sonuç olarak Arnold Toynbee ‘nin de dediği gibi ‘’ Medeniyet , bir durum değil bir hareket; bir liman değil, bir yolculuktur.’’ Bu sözlerden de anladığımız gibi medeniyet uzun bir varoluş , uzun bir sallanan köprü gibidir. Manevi değerlerle, tarihle ve kültürle bezenir, insanlar tarafından benimsenirse halatları güçlenir ve sallantısı azalır . Eğer medeniyetin devamı olan bizler tarafından benimsenmezse köprüyü tutan halatlar zamanla eskir ve sallantısı artar ve en sonunda kopmaya mahkum olur. Bizler çürümemek , sallanmamak ve en sağlamı olmak istiyorsak bireye sahip çıkmalıyız. Birey eğitilirse toplum da eğitilir. Birey medeniyetine sahip çıkarsa toplum da sahip çıkar. Medeniyetimizin güzelliğini ve köklülüğünü idrak eder ve değer verirsek tüm dünyaya gerçek medeniyet kime ait göstermiş oluruz.