İnsan hayatı anne karnında suda başlar, suyla devam eder. Suyun olduğu yerde hayat vardır. Bedenimizin yaklaşık % 70′i sudan oluşur. Canlılar hayatlarını devam ettirebilmek için gıdaya ihtiyaç duyarlar. Ancak insan yapısı, yemek yemeden dört hafta yaşayabilirken, su içmeden yaşayabilme süresi ise sadece 3-4 gündür. Yani su, gıdalardanda önce gelmektedir.
İnsanın yaşamını devam ettirmesi için en az oksijen kadar önemli olan suyun, vücudumuz ve hayatımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmemiz için büyük önemi bulunuyor.
Saçınızdan tırnağınıza bütün hücrelerinizin suya ihtiyacı vardır. Su az tüketildiğinde ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarılmış olur. Tüm sıvılar içersinde en eritken sudur. Eğer vücutta az su bulunursa, kan yoğunlaşıyor ve bu da organlara çok az miktarda oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden oluyor. Beyninizin neredeyse tamamına yakını sudan oluştuğu için su içmediğinizde baş ağrısı, migren atakları, konsantrasyon problemi görülmektedir. Ayrıca, Vücutta özellikle el, ayak ve bacaklarda oluşan ödemi engellemek için en iyi yöntem su tüketmektir. Ödemi yok etmek için alınan ilaçlar, bitkisel ürünler geçici bir yöntemdir. Ayrıca su, kasların dengesini sağlar, cilt kuruluklarını önler ve kilo kaybından sonra gelişen sarkmaları engelleyerek cildin esnekliğini devam ettirir.
İnsan vücudundaki su yüzdesi yaşa ve cinsiyete göre değişir. Çocukların vücudunun su oranı yüksektir (% 70, yeni doğan bebekte ise % 90) ve yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu almaya başlamaktadır. Bu nedenle yaş ilerledikçe suyu daha çok tüketmek gerekir.
Su kilo kontrolünde de büyük öneme sahiptir. Böbreklerin görevini yerine getirebilmesi ve dolayısıyla vücuttaki yağ akımının dengeli olabilmesi için bol su tüketilmelidir. Çünkü karaciğerin görevini yapabilmesi, böbreklerin yeterli çalışmasına bağlıdır. Karaciğerin başlıca görevlerinden biri, vücutta depolanmış yağları bedenin kullanabileceği enerjiye çevirmektir. Yeterince su içilmediği takdirde böbrekler yeterince çalışamaz ve süzme işlemini gereği gibi gerçekleştiremez. Karaciğer de böbreklerin görevini üstlenmeye başlar, kendi görevi ikinci plana düşer ve daha az yağ yakmaya başlar. Yakılmayan yağlar vücutta birikmeye başlar. Kilo kaybı yerine kilo alımı söz konusu olur.
Güne başlarken mutlaka su içerek başlamak gerekir. Sabah aç karnına içilen 1 bardak su bile bağırsakların hareketlenmesini sağlar. Vücudun detoksu için önemlidir. Suyun tadını sevmiyorsanız içine limon ekleyerek biraz tadının değişmesi sağlanabilir. Şeker eklemeden meyveler, çubuk tarçın, karanfil, nane vb şeylerle lezzet katabilirsiniz, bir miktar destek olabilir.
Sıcak suyun kilo verdirdiği hatta yağ yaktırdığı yönünde yaygın bir efsane vardır. Hiçbir besinin tek başına zayıflatıcı etkisi yoktur ancak yeterli su içmek yağ yakımını hızlandırır ve toksin maddeleri vücuttan uzaklaştırır. Sıcak ve soğuk suyun tek farkı mideden boşalma hızlarının faklı oluşudur. Sıcak su mideden daha geç boşaldığı için tokluk hissi oluşturabilir. Ülkemizde su tüketiminin bu kadar yetersiz olduğu göz önünde bulundurulursa "hangi ısıda olursa olsun, yeter ki bol miktarda tüketin" şeklinde önerilerde bulunmak doğru olacaktır.
Her şeyin fazlasının zarar olduğunu hatırlatarak fazla suyun da zarar olduğunu unutmayalım. Aksi durumda su zehirlenmesi, böbrek yetmezliği ve kalp yetmezliği sorunlar oluşabilir. Tavsiye edilen oranın üstüne çıkmamakta fayda vardır.Vücudunuzun su alımının yeterli olup olmadığını anlamanın en etkili yolu, idrara dikkat etmek. Açık renkli idrar, su ihtiyacını doğru karşıladığınızı gösterir. Eğer idrarınız koyu renkli ise, bu yeterince su almıyorsunuz anlamına gelir.
Gün içinde daha çok su almanızı sağlayacak bazı öneriler:
- Sabah uyanınca 2-2,5 litrelik su şişenizi ayarlayıp gözünüzün önüne koyun çünkü su insanın gözünün önünde olunca içiyor olmayınca dili damağı kuruyuncaya kadar bekliyor.
- İş yerinde çay, kahve molası yerine su molası verin.
- Su bardağınıza bir kural koyun, “boşaldığı anda dolacak”
- Restoranda meşrubat yerine su ısmarlayın.
-Canınız bir şeyler atıştırmak istediğinde bir şeyler atıştırmaktansa onun yerine bir bardak su için ve biraz bekleyin. Göreceksiniz ki bedeniniz sizden yemek değil su istiyormuş!
- Çay ve kahve çok tüketiyor, çay, kahve içmeden uzun süre duramıyorsanız; ve yeteri kadar su da tüketmiyorsanız buna da artık bir dur demenin zamanı gelmiş. Çay ve kahve diüretik(vücuttan su kaybına sebep olan) içeceklerdir. Yani vücuttan su atımına sebep olur.
- Vücudun su kaybetmesini önlemek için de kaybedilen su miktarını yerine koymak gerekir. Çay veya kahve kupanıza su koyup tüketebilirsiniz. Bunu sırayla yapabilirsiniz. Bir defasında çay, diğerinde su gibi.
-Özellikle sıcak havalarda egzersiz öncesi ve sonrası muhakkak su için.
- Su içmeniz gerektiğini hatırlatan minik post-it kâğıtlar da size yardımcı olacaktır. Monitörünüzün üzerine yapıştırabilirsiniz.
-Suyu eğer sade içmekte zorlanıyor ve keyif almıyorsanız aşağıdaki karışım hem su içme isteğinizi arttıracak hem de vücuttan daha fazla toksin atımına katkı sağlayacaktır.
***2, 5 litrelik suyunuzun içine akşamdan 1 tane yeşil elma , 1 tane limon,1 tane çubuk tarçın, 5-6 tane karanfil, 3 dilim taze zencefil, 10 dal maydonoz, 10 dal da nane atın ve sabaha kadar bekleyin ve gün boyunca da bu suyu tüketin böylelikle hem vücudunuzdaki ödemlerden kurtulmanın keyfini yaşarken hem de su içmenin zindeliğini yaşayacaksınız.
Su gibi ömrünüz olsun…