Kelime, dağarcığımıza Arapçadan aldığımız bir sözcüktür. Bugün sözlüklerde “bir veya birkaç heceden oluşan, anlamlı ses birliği; söz, sözcük, lügat” gibi tanımlarla temsil edilir. “Cümle, kelam, lakırdı” gibi karşılıklarının yanında dil bilgisi, tasavvuf gibi alanlara özgü anlamlara da sahiptir. Dilimizdeki hikâyesi İslami dönemin ilk ürünlerine kadar uzanır. O tarihten beri Türkçede işlek olarak kullanılmış, Türkçenin bir neferi olarak pek çok deyim ve birleşiğin oluşumuna katkı vermiştir: kelime bilgisi, kelime dağarcığı, kelime hazinesi, kelimesi kelimesine, kelimenin tam anlamıyla, kelime oyunu, anahtar kelime, basit kelime, kök kelime, türemiş kelime gibi. Son zamanlarda yerini “sözcük”e bırakmış gibi görünse de hâlen herkesin söz varlığında yer alan, çeşitli özel kullanımlarıyla da zihinlerdeki yerini perçinlemiş bir dil birimidir.

Nihat Sami Banarlı’nın “Kelimeler üzerinde hiç kimsenin oynamaya hakkı yoktur, çünkü kelimeler milletindir.” sözü ile “Garip” şairi Orhan Veli Kanık’ın “Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel / Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu / Bu derde düşmeden önce” şeklindeki dizeleri, “kelime” denince herkesin aklına gelen ilk örneklerdir. Bununla birlikte vecizelerimiz ve şiirlerimiz arasında “kelime”nin baş tacı edildiği başka kullanımlar da vardır.

Kelime, bir dilin anlamlı en küçük birimidir. Dilin yapı taşını bu ögeler meydana getirir. En gelişmiş iletişim sistemi olan dilin temelinde kelimeler vardır. Hepimiz kelimelerle düşünür, kelimelerle konuşur, kelimelerle iletişim kurarız. Duygu ve düşüncelerimizi yansıtırken de bu dil birliklerinden yararlanırız. Kişisel kelime hazinemizin genişliği, duygu ve düşünce dünyamızın sınırlarına işaret eder. Alman filozof Ludwig Wittgenstein’ın, “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarını belirler.” anlamındaki sözü de bu hakikate işaret eder.

Türk Dil Kurumu (TDK); bir süre önce Türkçenin gücünü vurgulamak, zenginliğine dikkat çekmek ve insanları kelimeler üzerinde düşünmeye teşvik etmek amacıyla “Günün Kelimesi”ni belirleyerek Ankara’daki binasına kurduğu ekranda paylaşmaya başlamıştı. İlkini 23 Nisan 2024 Salı günü “Çocuk” kelimesiyle başlattığı bu uygulama toplumda ciddi karşılık gördü. Hemen her kesimden insan Kurum’un paylaştığı kelimeyi kendi sosyal medya ortamlarına aktardı. Oralarda yeniden paylaştı. Üzerine yorumlar, değerlendirmeler yaptı.

TDK, 17 Aralık 2024 itibariyle “2024 Yılının Kelimesi / Kavramı” adıyla yeni bir uygulamaya imza attı. Kurum’un genel ağ sayfasından ve sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Türk Dil Kurumu, Ankara Üniversitesi ile birlikte “2024 Yılının Kelimesi/Kavramı”nı seçiyor. Bu amaçla alanında uzman isimlerden oluşan Değerlendirme Kurulu tarafından belirlenen kelimeler/kavramlar Türk Dil Kurumunun genel ağ sayfasında (https://anket.tdk.gov.tr/) oylamaya açıldı.

Dünya üzerinde pek çok kurum tarafından ilan edilen kelimeler/kavramlar, bir yandan yeniden bir kültürel üretim sağlarken diğer yandan meselelerin İngilizce üzerinden analiz edilmesi ve tartışılmasına vesile oluyor. Bu çerçevede, Türkçenin küresel kültür içindeki yerini güçlendirmek, Türkiye’nin uluslararası alandaki gücünü kültürel olarak desteklemek, Türkçenin hak ettiği değerin altını çizmek ve kelimeler üzerine düşünülmesini sağlamak amacıyla Türk Dil Kurumu ve Ankara Üniversitesi iş birliğiyle ‘2024 Yılının Kelimesi’ seçiliyor. Değerlendirme Kurulu Üyeleri tarafından önerilen kelimeler, Kurul değerlendirmesiyle 7’ye indirilerek halk oylamasına sunuldu. Oylamaya açılan kelimeler/kavramlar arasından en çok oy alan kelime/kavram ‘2024 Yılının Kelimesi’ olarak belirlenecek.”

Oylamaya sunulan kelimeler / kavramlar şöyle: algoritma, dijital yorgunluk, kalabalık yalnızlık, merhamet, yabancılaşma, yapay zekâ, yozlaşma.

Her yıl çeşitli ülkelerde muhtelif sözlükler (Oxford, Merriam-webster, Collins, Cambridge) ve kurumlar yılın son günlerine doğru merakla beklenen kelimeleri birer birer açıklıyorlar. Bu uygulama hayli zamandır İngiltere’de yapılıyor. Almanya, Japonya gibi ülkelerde de örnekleri var.

Sözlükler kelimeleri tespit ederken takvim yılı içinde en çok tıklanma, internet ve sosyal medya ortamlarında kullanılma, arama motorlarında sıkça aranma, gazete ve dergilerde çok görülme gibi kıstasları esas alıyorlar. Bu amaçla sözlük editörleri ve yazarları, yıl boyunca yaygın olan kelime ve kavramları takip ediyorlar. Bunların metin havuzundaki sıklık istatistiklerini çıkarıyorlar. Bunun yanında ilk kez türetilmiş olma, güncel bir konuyla / sorunla ilgili olma, dil tarihinde daha evvel örneklerinin bulunması gibi dil bilimsel ölçütlerden de istifade ediyorlar. Eldeki bütün verileri birlikte değerlendirerek nihai kararı veriyorlar. Bizdeki uygulamada ise söz konusu kelime ve kavramların felsefi bir arka plana dayanması da önemli bir kriter olarak düşünülmüş.

İnsanımızı kendi diliyle, öz kavram ve kelimeleriyle düşünmeye, araştırmaya teşvik eden, yeni kavram ve kelimeler etrafında buluşmaya sevk eden bu uygulama için hem Ankara Üniversitesini hem de Türk Dil Kurumunu tebrik ederiz. Gönül coğrafyamıza da hitap eden bu projenin önümüzdeki yıldan itibaren Türk Dünyası için de düzenlenecek olması, dilin birleştirici gücünden daha güçlü bir şekilde yararlanmak için büyük bir fırsat.

Bizleri kelimelerin dünyasında düşünsel bir yolculuğa davet eden bu uygulamanın hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.

1. Not: Bu köşede 17 Ocak 2023 tarihinde “Türkçede Yılın Kelimesi Nedir?” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Orada teklif ettiğim bu projenin bugün hayata geçirildiğini görmek bizim için ayrı bir mutluluk vesilesi. https://www.karamangundem.com/turkcede-yilin-kelimesi-nedir) Karaman’da yılın kelimesiyle ilgili fikrimi de ilerleyen günlerde açıklayacağım.

2. Not: “Her Güne Bir Kelime” uygulamasını şehrimize özgü kelime, deyim ve sözlerle Karaman’da yapmak mümkün. Türkiye’de bir “ilk” olacak olan bu projeye Sayın Valimizin ve Belediye Başkanımızın olumlu yaklaşacağını düşünüyorum.