Cesur olmak, korkularınızla yüzleşmek ve onları yönetmeyi öğrenmek ile başlar. Korku doğal bir duygudur, ancak cesaret, bu korkuların üstesinden gelmeyi ve harekete geçmeyi gerektirir.

Hayatımızın içinde her türlü zorluklar ile karşı karşıyayız. Zorluklar ile karşılaştığımızda hedeflerimize giden yolda, değerlerimize sahip çıkıp sadık kalmalıyız. Cesaret zorlu koşullarda bile belirlediğimiz yolda ilerlemeye devam etmektir. Cesaretimiz alacağımız kararlarda tereddütte bırakmaz, kararlılığımızı gösterir. Cesurca atmış olduğumuz adımların büyük veya küçüklüğü yoktur. Kararlı ve emin adımlar ile cesurca atılmış adımlar ile başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Önümüze çıkacak olan zorluklar, engeller cesaretimizin önünde durmayacaktır. Kendimize olan güvenimiz inancımızı daha da büyütecektir.

Cesaret; hem kişisel hem de toplumsal yaşamda çok önemli bir yere sahiptir. Erdemli bir davranış ortaya çıkarır. Cesaret aynı zamanda güçlü bir inanç ve kararlılıkla ilişkilidir. Zorluklar karşısında inancımızı korumak ve hedeflerimize ulaşmak için ısrarcı olmak cesareti gösterir. Yalnızca bireysel bir nitelik değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve birlik içinde güç bulur. Toplumlar, cesur liderlerin ve bireylerin önderliğinde birleşir ve ortak hedefler için mücadele ederler.

Cesaretimiz ile ortaya koyduğumuz kararlı tavrımız, doğru olanı yapmanın onurunu yaşamamızı sağlayacaktır.

Hayallerinizin peşinden gitmekten vazgeçmeyin, umudunuzu yitirmeyin.

Bir hissedir bize düşen, hissemize ne düşüyorsa alalım; “Bir zamanlar, adil ve cesur bir şövalye varmış.

Bir gün şövalyenin köyüne bir grup gelir. Bu grubun amacı köye ve köylüye hâkim olmaktır. Davranışları ile köylüyü huzursuz etmişlerdir. Köylüye korku salan bu grup, köylülere zarar vermeye ve köyün mallarını yağmalamaya başlamıştır. Korkularına esir olan köylü sessiz kalmış hiçbir şey yapmamıştır. Daha fazla zarar görmemek için sindirilmiştir.

Şövalye köye geldiğinde gördüğü bu durum karşısında bir şey yapması gerektiğinin kararlılığı ile köyün güvenliğini sağlamak için harekete geçer. Ancak, canice davranan bu grup oldukça güçlüdür ve şövalye büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmıştır.

Her ne olursa olsun, geri adım atmayan şövalye, köylülerden yardım alabileceğini düşünür ancak köylüler korkudan evlerinden çıkmıyordu. Şövalye, tek başına savaşmaya karar verir ve gece karanlığında, cesur bir şekilde canilerin saklandığı yere doğru yola çıkar. Karanlıkta ve zor bir mücadeleye rağmen, cesurca savaşarak ve canileri yenmiştir.

Köydeki insanlar sabah uyandıklarında, şövalyenin cesaretini ve fedakârlığını görürler.  Köylüler, kendi korkularını yenip, onunla birlikte kutlama yaparak, cesaretin sadece bireysel bir erdem değil, toplumsal dayanışma ve birlik içinde de önemli olduğunu fark ederler.”

Bu kıssa bize, cesaretin sadece bireysel bir özellik değil, aynı zamanda toplumları bir araya getiren ve zorluklarla mücadele eden bir güç olduğunu görmekteyiz. Gerçek cesaret, korkulara rağmen harekete geçmek ve başkalarının güvenliği veya iyiliği için kendi güvenliğimizi riske atmaktır. Ayrıca, cesaretin toplumsal dayanışma ve işbirliği ile daha büyük başarılar elde edilebileceğini de anlatmaktadır.

Unutmayalım ki, her zorluk karşısında bir İnşirah ferahlığı vardır.

“(Unutma) Kesinlikle her zorlukla beraber, elbette bir kolaylık (ve rahatlık) da olacaktır. (Sabret, her usr; iki yusr doğuracaktır. Çünkü gerçekten her zorlukla beraber (iki kere) kolaylık bulunacaktır.)” İnşirah 6. ayet

Her zaman söylediğim gibi; umudumuz hayallerimiz, cesaretimiz hayallerimizdendir.

Peşinden gideceğiniz hayalleriniz varsa bütün umutlarınız gerçekleşecektir. Kalbinizden sevgiyi ve iyiliği korumanız dileğimle sevgi ile kalın.