Bir süredir tedavi gören Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Kurucu ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, 11 Ağustos 2024 tarihinde Ankara’da vefat etti. 77 yıllık ömür heybesini nice eser ve güzellikler; her şeyden önemlisi imrenilesi dostluk ve hayır dolu dualarla dolduran Doğan hakkında vefatından sonra kendisini çeşitli yönleriyle ele alan çok güzel konuşmalar yapıldı, yazılar kaleme alındı. Bu söz ve satırlar; Türkçe, Doğan Büyük Türkçe Sözlük, TYB ve faaliyetleri, Mehmet Akif Ersoy, maarif, kültür, yakın tarihimiz, yanlış batılılaşma gibi eserler, şahsiyetler ve esaslı meseleler üzerinde yoğunlaştı. Ne var ki D. Mehmet Doğan bahsinde en az dile getirilenler; onun şairliği, şiirleri, şiirle olan ünsiyeti ve düzenlediği şiir merkezli programlar oldu.

Doğan, pek çok sanatkâr gibi, yazmaya bir şiirle başladı. Onun ilk verimi 1967 yılında Hareket dergisinin Kasım sayısında yayımlan bir şiir oldu. 14’lü hece ölçüsüyle yazılan “Çizgilerde Yaşamak” başlıklı bu manzumenin başında Doğan bir hakikate dikkat çekerek “Hepimiz baş başayız ölümle şimdi burda” diye seslenmişti okurlarına. İkinci kıtanın ilk dizesinde “Durak durak yürüyüş sınırlı uzaklara” şeklinde betimlediği yolculuğunu da ilmek ilmek ördüğü hasenelerle tamamladı.

Hocası Nurettin Topçu’nun kurduğu bu mektepte 1967-71 yılları arasında altı şiir yayımladı. “Çizgilerde Yaşamak, Sıcak Öğle Ağıtları, Bu Şehrin İnsanları, Olumsuz, Eski Sur Türküleri, Çember” başlıklı bu manzumelerden sonra yakın çevresinin tavsiyesiyle şiir yazmayı bırakıp nesirde karar kıldı ve araştırma, inceleme, tenkit, senaryo gibi türler ile sözlük, ansiklopedi gibi temel kaynaklarına yöneldi. Lakin şiirden hiç kopmadı. Ona hep yakın durdu. Türk edebiyatının o mümbit topraklarından daima beslendi. Hatta verdiği millî mücadelede şiirle kol kola yürüdü, omuz omuza verdi. Fikirlerini, tekliflerini, telkinlerini, tepkilerini ortaya koyarken Yunus Emre, Şeyh Galip, Mehmet Akif, Yahya Kemal, Âşık Veysel gibi isimlerin söylediklerinden ziyadesiyle yararlandı.

Doğan, TYB’nin faaliyetleri arasında şiire özel bir yer ayırdı. Bu bağlamda “Türkçenin Uluslararası Şiir Şölenleri”nin düzenlenmesine öncülük etti. İlki 1992’de Türkiye’de tertip edilen şöleni sırasıyla Kazakistan, Türkmenistan, Kıbrıs, Strazburg, Kırım, Üsküp, Bakü, Prizren, Bişkek, Kazan gibi dış merkezlerde yapılanlar izledi. Ülkemizden ve gönül coğrafyamızdan pek çok şair bu şölenlerde buluştu, yazdıkları yeni şiirleri edebiyat çevrelerine duyurma imkânı elde etti. Güzel sanatların en etkileyicisi olan şiirin bu topraklarda diri kalması ve güzel ürünler vermesi için büyük çaba gösterdi.

Edebiyat tarihleri ve ansiklopedileri onu yazar ve gazeteci olarak takdim etse de Doğan; yazı/n hayatına şiirle adım atan, ömrünü sözlük, tenkit ve araştırma türlerinde eser vermekle geçirmesine rağmen aktif bir okuyucu ve yararlanıcı olarak şiirden hiç kopmayan, her konuşmasını ve yazısını Yunus’tan, Hacı Bayram’dan, Fuzuli’den, Akif’ten, Necip Fazıl’dan mısralarla tezyin eden, sözlüğüne aldığı maddelere kadim şiirimizden şahitler gösteren, ülke genelinde ve özel olarak belirlenmiş dış merkezlerde şiir şölenleri tertip eden, (genç) şairlere kucak açan onları yüreklendiren bir isim oldu.

Şiir vadisinde ortaya koyduğu az sayıdaki örnek şairliği hakkında kesin bir hükme ulaşmaya imkân vermese de bu mısralar, hissiyatını bazen gür sadasıyla bazen de dervişane üslubuyla birleştiren bir şairle karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Kendisini yakından tanıyan Osman Özbahçe, onun bu cephesini “Doğan’ın yazarlığının sürprizi şiirlerdir.” değerlendirmesiyle ortaya koyar.

Biz de yazıyı onun sürpriz mahiyetindeki şiirlerinden tadımlık örneklerle bitirelim:

Çizgilerde Yaşamak

Hepimiz baş başayız ölümle şimdi burda,

Bambaşka bir sevgidir çizgilerde yaşamak.

Sevgide, yaşamada, insanda ve huzurda

Ve sezmek sevgileri, sezgilerde yaşamak...

Durak durak yürüyüş sınırlı uzaklara

Kaybolmak dizge dizge; dizgelerde yaşamak!

Yaşamak, nokta-çizgi ulaşmak meraklara

Erimek çizgilerde; çizgilerde yaşamak!

Bu Şehrin İnsanları

Binlerce insan yaşar bu koca kentte

Kapanmayan çeneler

Kemiren bakışlar yaşar

İnsanlar kalabalık mı kalabalık,

Sokaklar dar mı dar!

Ne bir boş köşe

Ne bir tenha meydan

İnsanlar dopdolu, insanlar ürkek

İnsanlar emin değil yaşadığından!

...

Sıcak Öğle Ağıtları

Ekşi bir ayran tasta,

Sarı sarı bir bozkır

Yoksunluğum yamaçta

Durup durup da yansır.

Kelle gövdeden cılız

Sapla saman, ne kalır?

Orak... tırpan... eziyet

Tanrım bizi sen kayır!

...

Olumsuz

Uyandık sabahlardan bir sabah

Toprağı gördük, ağaçları gördük

Öpesimiz geldi kara yeri,

Vurulayazdık yaprak yeşiline

Her adım yeni bir güzelliğe ulaştırdı bizi,

Bir inanç üzre diz çöküp

Şükrettik.

...