Öğrencilik yıllarında adını duyduğum, bazı deneme ve öykülerini okuduğum Rasim Özdenören’le esaslı tanışmam 2010 yılının yaz aylarına rastlar. Bu hayırlı işte Turan Karataş hocamızın büyük rolü vardır. Bir sivil toplum kuruluşunun Medeniyetin Burçları Rasim Özdenören Kitabı adlı armağan kitap çalışmasına, yazılarından başka, Ali Dursun ile birlikte editör kimliğiyle de katkı veren hocam, şahsımdan Özdenören’in biyografisini yazmamı istemişti. Edebiyat ve düşünce dünyası ağır basan bir ismin dolu dolu hayat hikâyesini hulasa etmeyi gerektiren bu talep, kendisine çalışma alanı olarak “dil”i seçen bir kişi olarak şahsımı biraz tedirgin etmişti doğrusu. İşe biraz endişe, biraz çekingenlikle giriştiğimi ifade etmeliyim. Sayın Karataş’ın bu arzusu, kültür ve medeniyet tarihimizde “Yedi Güzel Adam” olarak bilinen kutlu ekibin son neferi Rasim Özdenören’i, yaygın ifadesiyle “Rasim Abi”yi hem etraflıca araştırmama hem de esaslı bir şekilde tanımama vesile oldu.
Yine böyle temmuz sıcağıyla yandığımız o günlerde hemen işe başladığımı; M. Nezir Eryarsoy’un Gül Yetiştiren Adam Rasim Özdenören, Ali Haydar Aksal’ın Rasim Özdenören -Ruh Denizinden Öyküler-, Âlim Kahraman’ın Işıyan Kelimeler Rasim Özdenören isimli kitaplarıyla Turan Karataş’ın “Rasim Özdenören Sözlüğü” başlıklı konuşma metni başta olmak üzere birçok çalışma ve esere baktığımı, epeyce notlar aldığımı hatırlıyorum. Elimdeki ilk not, Turan Karataş’ın yazısının giriş cümlesiydi. Bu söz o vakte kadar yaptığım okumalarımın hepsini özetler nitelikteydi: “Rasim Özdenören’e dair, onu anlatan/tanıtan bir sözlük hazırlasaydım, en mühim kavramları aşağıya aldıklarım olurdu: ağabey, Anadolu, Ankara, anlatmak, arkadaş, hilm, istikamet, istikrar, okumak, ölçü.” Hocamızın şahsi tespitleri neticesinde oluşan “en mühimler”in şekillendirdiği bu cümlenin, “yazı, Müslüman, İslamiyet, Gül Yetiştiren Adam, Dostoyevski, Mavera” gibi başka kelime ve isim ilaveleriyle geliştirilmesi mümkün. Bugün küçük bir deneme mahiyetinde değerlendirilebilecek bu listenin, ileride kapsamlı bir “Rasim Özdenören Sözlüğü”ne dönüşmesi ne güzel olur!
O tarihte Rasim Özdenören 70 yaşlarındaydı. Öykülerinin, hayat-edebiyat ve hayat-sanat muhtevalı denemelerinin, çevirilerinin ve düşünce eserlerinin sayısı tek romanı olan Gül Yetiştiren Adam’la birlikte 35 ediyordu. Rasim Bey, o tarihten sonra da eserler vermeyi sürdürdü. Mektup, hikâye ve inceleme türlerinde yeni eserler vücuda getirdi. Gazete ve dergilerde düzenli olarak makaleler, fıkralar, denemeler kaleme almak suretiyle edebiyat, sanat ve düşünce dünyamızdaki yerini hep canlı tuttu.
Aralarında Sibel Eraslan, Şükrü Karatepe, Sadık Yalsızuçanlar, Baki Asiltürk, Köksal Alver, Mehmet Narlı gibi kalem sahiplerinin yer aldığı 40’ı aşkın ismin yazılarıyla hazırlanan Medeniyetin Burçları Rasim Özdenören Kitabı, 2011 yılının ilk aylarında okurla buluştu. Sonuna eklenen birçok fotoğraf, el yazısı notu, mektup ve belgeyle günümüz için arşiv değeri taşıyan bu eser, hâlen Rasim Özdenören araştırmaları ile 1970 sonrası Türk öykücülüğü / denemeciliği gibi alanlar için başvuru kaynağı durumunda.
Yaşam öyküsünü yazarken yakından tanıma fırsatı bulduğum Rasim Özdenören’le asıl tanışmam, 2011 senesinin son günlerinde gerçekleşti. Sayın Özdenören Aralık ayının ilk günlerini Karaman’da geçirmişti. Şehirde misafir olduğu birkaç gün zarfında söyleşiden söyleşiye, programdan programa koştu durdu. İlkin bir proje kapsamında lise ve üniversite öğrencilerine seslendi; kendi okurluk-yazarlık serüveninin başlangıcı, seyri ve o dönemde yaşadıkları, şahit oldukları hakkında bilgiler verdi. Bu programın bir benzerini lise öğrencileri için ayrıca bir kez daha yaptı. Akşam bir konferans salonunda şehir, kentleşme vb. konuların ele alındığı panelde bir konuşma yaptı. Özdenören, Karaman programının son gününde Mehmet Akif İnan üzerine yapılan bir söyleşiye de katıldı, orada Necip Fazıl ve Akif İnan ile kurulu dostluklarından çok özel hatıralar paylaştı. Programın ilk gününde onuruna verilen akşam yemeğinde aynı masada yer aldığım Özdenören’in özel sohbetine katılma ve kendisiyle konuşma imkânım olmuştu. İsmimi duyar duymaz Medeniyetin Burçları kitabındaki biyografi nedeniyle şahsımı tebrik etti. “Güzel yazmışsın!” diyerek görüşünü de paylaştı.
Rasim Özdenören’in Karaman’a bu ziyaretten daha önce geldiğini bilmiyorum. Duymadım da. Ancak şehrin kendisine 2008 yılında Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre'yi Anma Törenleri kapsamında bir ödül verdiğini biliyoruz. Seçici kurul '”Türkçeyi Güzel ve Doğru Kullanan Edebiyatçı Ödülü” için o sene yazar Rasim Özdenören’i layık görmüş. Bu isabetli seçimin hem Karaman hem de Rasim Özdenören için ne ifade ettiği ilerleyen günlerde daha iyi anlaşılacak.
“Yedi Güzel Adam”ın son neferi, son temsilcisi Rasim Özdenören dün ebedî istirahatgâhına uğurlandı. O, arkasında yalnızca zihin, gönül ve ruh dünyamızı besleyecek bir eserler mecmuası bırakmadı. Aynı zamanda geride büyük yaşanmışlıklar, bir hatıralar külliyatı bırakarak gitti.
Mekânı cennet olsun.