"İnsan, iradesi kadar özgürdür."  Johann Wolfgang von Goethe ‘nin sözü ile yazıma başlıyorum. Bu söz aslında kısa ve öz bir şekilde uzun uzun anlatacaklarımı anlatıyor. Ancak ne kadar kısa ve öz de olsa, iradesi yoksa kişinin, teslim olmaya mahkumdur.

Kısaca “ İnsan, iradesi kadar özgürdür sözü ile başlamış olsamda, İrade, bireyin bir eylemi gerçekleştirme veya bir duruma karşı direnç gösterme yetisidir. İrade, kişinin bilinçli bir şekilde karar almasını, bu kararı uygulamak için gerekli olan motivasyonu bulmasını ve dış etkenlere rağmen bu kararın arkasında durmasını sağlar. İrade, insanın özgür bir varlık olarak, kendi istekleri ve değerleri doğrultusunda hareket edebilme kabiliyetini ifade eder.

Tavır almak, bireyin kendini ifade etmesinin en güçlü yollarından biridir. Bu, sadece bir olay karşısında sessiz kalmamakla ilgili değil, aynı zamanda o olayın bireyin değerleri ve inançları doğrultusunda şekillenmesiyle ilgilidir. Tavır almak, bireyi hem kendi iç dünyasında hem de toplum içinde daha güçlü, özgüvenli ve saygın bir konuma taşır. Kısacası, hayatta durduğunuz yer, aldığınız tavırlarla belirlenir.

Yine bir hikaye ile örneklendirelim;

Bir ormanda iki büyük grup arasında savaş çıkar. Hayvanların çoğu bu savaşta tarafsız kalmayı tercih eder. Ancak küçük bir karınca grubu, ormanın adil ve barışçıl yönetilmesi gerektiğine inanarak, doğru bildikleri tarafın yanında savaşmaya karar verir.

Büyük hayvanlar onlara güler ve "Siz küçük karıncalar, bu savaşı kazanmak için çok güçsüzsünüz," derler.

Fakat karıncalar, "Bizim amacımız, inandığımız yolda cesurca tavır almak ve  doğru bildiğimiz tarafta yer almak” diye yanıtlar.

Savaş sonunda kazanan grup, karıncaların desteğini unutmadan onlara teşekkür eder ve onlarla birlikte çalışmaya başlar.

Bu kıssa, karıncanın ne kadar küçük olursa olsun, taraf olmanın ve doğru olanı savunmanın ne kadar kıymetli olduğunu gösterir. Karınca, her durumda zayıf görünse bile, inandığı değerlere sadık kalarak cesurca tavır sergiler. Bu, bize hayatımızda hangi durumda olursak olalım, adalet ve doğruluk için her zaman duruş sergilememiz gerektiğini öğretir.

İşte önemli olan bir duruş sergileyebilmekte, irade ortaya koyamayan teslim olmuş demektir. Küçük görünen bir duruş bile, büyük sonuçlar doğurabilir. Tavır almak her zaman güce bağlı değildir; cesaret ve kararlılık da önemli birer unsurdur.